Bizim Reis'in (Prof. Dr. Vahit Türk) sayfasından, aşağıya paragraf olarak aldığım böyle bir yorum gördüm... Yüreğim yandı!

Bizim Reis'in (Prof. Dr. Vahit Türk) sayfasından, aşağıya paragraf olarak aldığım böyle bir yorum gördüm... Yüreğim yandı! Ahlak, erdem abidesi olması gereken bilim insanlarının geçtiği yolun, yol olmadığını görüyoruz...
Danışmanlık adı altında kurulan şirketler vasıtasıyla hazırlanan Yüksek Lisans ve Doktora tezleri, yayınlanma garantisi verilen hazır makaleler ve kişiye özel hazırlanan jüriler...
Büyük facia!
Aşağıdaki yargıya ban de katılırım...
Herkesin diploması kontrol edilmeli. Doçentlik kriterleri ihlali var mı? Araştırılmalı...
Bir de, bilimde olgunluk sınavı yapılmalı ki, kim hakkıyla ünvanı almış bilinmeli...
Bu dönemde, yetkili olanlar, bazılarını tenzih ederim, (paraya, kadına, ünvana) doyamadılar... Ne aç gözlü bir yapı... Bir ülkede insanlar, tüm değer yargılarını yitirmişse o ülke hızla yıkılmaya doğru gider. Herhalde, biz  şimdi bunu yaşıyoruz...
Yeter! Derim...
"Hocam! Bu dönemde, akademik unvan alan herkesin, bağımsız ve bilimsel bir kurul tarafından yeniden değerlendirilip hak etmeden alınan ünvanların geri alınması zorunludur.
Bu olmaz ise, akademik dünyanın saygınlığı gittikçe yok olacaktır."
Sonra, hangi kriterleri ortaya koyarsanız koyun, dünyada ilk beş yüz üniversite arasında bizim üniversitelerimiz yoksa şapkamızı önümüze koyup düşünmeliyiz...
Hani, hep"reform reform" diyorum ya, bu işte de geç kalıyoruz herhalde...
Türkiye, ümitsiz vak'aya doğru hızla gitmekte... Komaya girmeden önceki zaman...
Çok çok dikkatli olacağımız bir zaman dilimi...
Siyaset kurumunda, bu tehlikeyi gündeme taşıyan var mı?
Bence yok...
Zaten, bilim meselesi, benim meselem! Siyasilerin iktidarıyla muhalefetiyle böyle bir derdi yok...
Yazık!
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...