Köy Enstitüleri’ni sık sık hatırlatıyorum. Bu eğitim kurumu çok çok önemliydi. O dönemde bu kurumlarda verilen eğitim şimdi üniversitelerde yok.
Köy Enstitüleri’ni sık sık hatırlatıyorum. Bu eğitim kurumu çok çok önemliydi. O dönemde bu kurumlarda verilen eğitim şimdi üniversitelerde yok. O yüzden bu kurumları sık sık dile getiriyorum ki örnek alınsın.
Tabii ki, dönemin şartlarına göre güzel bir uygulamaydı... Toplumcu bir nesil yetiştirildi... 2002'de AB'ye giriş şartı olarak köy nüfusu %8'in altına çekilsin istendi... Bizimkiler de buna uydu...Kırsal alan nüfusunu %7,5'a çektik...
Sonra," Öğretmenlik Ruhu" olmadan öğretmen yetiştirir olduk... Şimdi, bilim fersah fersah dünyayı dolaşırken biz, deve sidiği şifalı mıdır? Oruçlu iken büyük abdest yapıldığında popo yıkanırken su kaçar mı?Su kaçarsa kaçan su, orucu bozar mı? Bunları tartışıyoruz...
Çin'de, fen bilimlerinde 40 000 doktora yapılırken AB'de 35 000 doktora yapılırken ABD'de 33 000 doktora yapılırken bizde bu rakam 500 bile değilse o zaman çağa mührünü vuracak bir Türk Milleti olmayacak demektir...
Köy Enstitüleri, çok güzel uygulamaydı... Ona özlem duyuyuz... Yine yapalım gibi görüşler yine dolaşımda; ama, bu bir çözüm mü? Yeni sistem kuralım! İşte bu düşünülmeli...
Bence, yeni bir öğretmen yetiştirme sistemimiz olmalı... Bu konuda çok çalıştım... Bilgi ürettim... Bunu paylaştım... İlgi duyan olmadı... Uzun yazı bizi sıkıyor... Bir de, ön yargılarımızı bir türlü değiştiremiyoruz... Bu yüzden, geleceğimizi şekillendirecek bizi kurtuluşa götürecek bir konuyu enine boyuna tartışamıyoruz... Bu konuda, bilimsel bir toplantı yapılırsa biz de fikirlerimizi söyleriz...
Düsturumuz...
Önce fikir, sonra fikir ve nihayet yine fikir...
Baki selamlar...