Yakup Cemil olayı, günümüz siyasetine ne çok benziyor... Ayak oyunları... Hem de cana kıyarak yapılan ayak oyunları...
Yakup Cemil olayı, günümüz siyasetine ne çok benziyor... Ayak oyunları... Hem de cana kıyarak yapılan ayak oyunları... Nuri Yamut Paşa'ya reva görülen tavırlar... Eşref Bitlis'e yapılan suikast... Kurt Kanunu her daim hükmünü sürüyor...
Serde İttihatçılıkla var, biliriz bu işleri... Mustafa Ragıp Esatlı da güzel anlatır Yakup Cemil'i...
Cemal Süreyya da Attila İlhan da Kemal Tahir de yiğitliğine hayrandır...
Üç paraya değişilen dünyaya metrelik vermez Yakup Cemil...
Durağı cennet olsun. Dua ile...
…………
Çanakkale Üzerine
Çanakkale meselesine,aynı zamanda İngiliz İstihbaratının adamı da olan Lord Kinross' u da bulaştırmışsın.Çanakkale' de ,yirminci asrın en önemli tokatını yiyen İngilizler,tabii ki Paşa'da kusur bulmak isteyecektir.
Mustafa Kemal'in ,Türk Askerine vatan savunması için verdiği emir doğrudur.
Güney Cephesi'nde "Hücum!" emrini veren komutanlar, "Ey askerler! Haydi piknik yapın "
demek mi istemişlerdir.
Savaş bir ölme ve öldürme ameliyesidir. Bunu en iyi yapan da savaşı kazanır.
Neyse, önce bu zatın paragrafını okuyalım ve sonra değerlendirmelerimizi yazalım...
"Lord Kinross anlatır: M. Kemal Bey, Anafartalar'da askere, "Merminiz yoksa süngünüz de mi yok?" diyerek taarruz emrini verdiğinde, maiyetindeki süvari kumandanı tereddüt eder. "Ne dediğimi anladınız mı?" diye sorunca, "Evet efendim ölmemizi emrettiniz" cevabını alır. Böylece "Ben size ölmeyi emrediyorum!" sözü harb literatürüne girmiştir. Kinross, M. Kemal'i, Gelibolu çıkarmasında deniz topçusunun desteğini hesaplayamamakla itham eder. Esad Paşa da, kendisini, merkezin emrini beklemeyerek, taarruza giriştiği ve maiyetindeki 57. Arab Alayının kumandanları dâhil tamamının imhasına sebebiyet vermekle suçlar. Hatta o zaman Anafartalar, bir zafer olarak bile görülmemişti. Bunu Enver Paşa'nın kıskançlığına bağlarlarsa da, o zaman oyunda kıskanmaya ihtiyacı olan taraf o değildir. Cepheye gelen ve sanki Sarıkamış faciasından mes'ul değilmişçesine, kendisini çok can telef etmekle suçlayan Enver Paşa'yı ve istifa eden M. Kemal'i, Liman von Sanders sâkinleştirmiştir. Sonradan M.Kemal, Bulgaristan'dan tanıdığı ve mektuplaştığı matmazel Corinne'e, askerlerin cennete gidip hurilere kavuşmak için emirlerine kolayca uyduklarından bahsedecektir."
Mustafa Kemal, cephede son derecede serttir. Emirlerine uyulmasını ister. Asker,disiplin içinde savaşırsa sonuç alınır. Yoksa başıbozuk tayfası olur. Yine, savaştan yorulan asker için şöyle bir emir verir:
" Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler katiyen bilmelidirler ki bize verilen vatanın namusunu korumak vazifesini yerine getirmek için Bir adım dahi geri gitmek yoktur. Bu sırada istirahat uykusu aramanın,bu istirahattan yalnız benim değil,bütün milletimizin de ebediyen mahrum kalmasına sebebiyet verebileceğini hepinize hatırlatırım.
Bütün arkadaşlarımın benimle hemfikir olduklarına ve düşmanı tamamen denize dökmedikçe yorgunluk belirtileri göstermeyecekler hiç şüphem yoktur.(1)
( Birinci Dünya Harbi'nde Türk Harbi,5. Cilt,
" Çanakkale Cephesi Harekâtı",2. Kitap,Genelkurmay Basımevi,Ankara 1978,Sayfa151-162)
Yine ,İngiliz Yazar Robert Rodes James, "Gelibolu Harekâtı" adlı eserinin 421. Sayfasında(Çeviren,Haluk Saltıklıgil,Belge Yayınları,1965) şöyle demektedir:
"--- Türk taarruzu,dehşet verici bir manzaraydı. Şaşkınlıktan serseme dönen İngilizler, birdenbire ufuk hattının üzerinden boşanan ,ateş etmeden süngüleriyle ilerleyen yoğun Türk kitleleri gördüler. Conkbayırı'ndaki ilk hat mevzileri hemen çiğnendi ve buradaki askerlerden hiçbiri ki ,1000 kişiden fazlaydılar,kurtulamadı."
Çanakkale Savaşları'nda deniz topçusunun gücünün hesap edilmediğini beyan ise külliyen yalandır. Bunu Halil Sami Bey'in raporunda da açıkça görmek mümkündür. Çanakkale' deki tüm askerler,bunu hesap etmiştir. İyi bir Kurmay olan Mustafa Kemal hesap edemeyecek. Bu bir safsatadır.
Yine, Mustafa Kemal'in 57.Alay ki, Arap askerlerinden oluşan bu Alayı topyekûn kırdırdığı da palavradır. 57. ALAY genelde Batı Anadolu'nın çocuklarından oluşmuştur. 1820 kadar kaybı vardır. 57. Alay Şehitliğinnin alınlığında isimleri yazılıdır. Burada Arap göremezsiniz.Ayrıca,eşimin dedesi de bu şehitler arasındadır ve Bigalıdır.
Ha! Çalakalem kulak dolması bir yazı kaleme alırsanız bu yanlışları yaparsınız. Arapların çok olduğu Alay 77. Alaydır.ilk günkü bozgundan sonra,sorumlu olanlar, 29 Nisan günü ki, bunlar üç kişiydi,Keklik Deresi'nde kurşuna dizildi. Hem de 125. Alayın cepheye geldiği gün ve onların gözü önünde...
Ha! Dıngıl bir profesör de Çanakkale' den altı yüz bin asker kaçtı. Bu kaçanlar da Kurtuluş savaşına katıldı ve kazandı ,demiş. Bu zata da cevabım,İngiliz Muhipler Cemiyeti üyesi misin?, diye sormak olur.
Çanakkale' ye resmi kayıtlara göre, beş yüz üç bin asker gelmiştir. Altı yüz bin asker nasıl kaçtı?. Sormak ,gerek...
Neyse, yine biz konumuza dönelim...
Anafartalar o zaman zafer olarak da görülmüyordu. Bu da tam ahmakça bir üslup...
Çanakkale Anafartalarda,kahraman komutanlarını tanıyan Urfalı askerler,Urfa'da Paşa Çeşmesi yaptırmışlardır.
Mustafa Kemal'in,Harp Tarihi Mecmuası'nda fotoğrafı yayınlanmıştır.
Şimdi bu zata,bir sorumuz var?
Çanakkale' de 22 Tümen, 68 Alay savaştı. Acaba bu birliklerin komutanlarının kaç tanesinin adını biliyor. Bunları biliyorsa biz de ,bu Zatın Çanakkale' yi bildiğine ve doğru kararlar verdiğine kanaat getiririz.
Ha! Savaşta hangi birlik nerede neler yaptı? Bunları bilmek için ,birliklerin harp ceridelerinin yayınlanması gerek. Daha iki - üç alayın yayınlanan harp cerideleri , bize tam bilgi vermez. Hepsi yayınlandığında,bu zata daha farklı cevaplar da vereceğiz.
Gelelim Madam Corinne meselesine, Madam Corinne' in Şehitlik kavramının arka planını bilmesi mümkün değil. Mustafa Kemal, Şehitlik kavramını anlatıyor. Sizin bunu bilmemeniz mümkün değil. Bunu aptalca yorumlamak için ,sizin gibi bir adem olmak gerek.
Ha! Siz cennet ve cehenneme inanmıyor musunuz?
İnanıyorsanız,Mustafa Kemal' in yazdıklarında bir problem olmadığını da görürsünüz.
Mustafa Kemal, Çanakkale' de vardır ve en önemli komutanlarından birisidir. İnançlı bir müslümandır. Osmanlının hiçbir komutanı inançsız değildir.
Sizi ,Mustafa Kemal' in yazdıklarının tümünü okumaya davet ediyorum...