Sadece siyaset için değil topyekun insanlık anlayışımız değişmeli, diye düşünürüm...

Sadece siyaset için değil topyekun insanlık anlayışımız değişmeli, diye düşünürüm...
Devlet yönetiminden eğitime, tarımdan ticarete, silahlı kuvvetlerin yapısından mavi vatan kavramına kadar her şey değişmeli.
Türkiye'nin tüm dinamik güçleri, fikri yapı açısından yeni bir oluşum içinde birleşmeli...
Son siyasi yapıları incelediğimizde de bizi yöneteceğini iddia eden tüm oluşumların Türkiye'nin mevcut durumunu kavrayamadığını, yeni fikirler ortaya koyamadığını, işsizlik için çözüm üretemediklerini ve mali tabloyu düzeltme konusunda da ben daha iyi şartlarda borç bulurumdan başka görüşlerinin olmadığını görüyoruz.
Soru şu olsun!
Şu an Türkiye' nin mevcut durumunun röntgenini çekip bize doğru bilgi verecek bir siyasi yapı var mı?
1-KKM için ne kadar para ödüyoruz?
2-Türkiye'nin elinde ne kadar döviz var?
3- Türkiye'nin ne kadar borcu var?
4-EYT uygulamasının bütçemize  etkisi nedir? Meclise sunulan 2023 Bütçesi'nin uygulama oranları ne durumdadır.
5-Bankalarımızın işlem hacmi ve sermaye yapısıyla ilgili olarak bütüncül bakışta ne kadar milli bankamız vardır?
6-Enerji krizi, iklim krizi, bilgi üretememe krizi, sağlık uygulamaları için Eylül ayına randevu verme aymazlığı, eşit işe eşit ücret verememe krizi, kamuda üç beş maaş alma krizi, yerel yönetimlerin genel politikaya bulaşması ve yapması gereken işleri ihmali, madencilikteki soygun düzeni,
vergi adaletsizliği krizi, otomobil satışlarında, aksesuar satışı deyip halkın kazıklanmasına ses çıkartmayan bir idari yapı, çevre kirliliği, türlerin yok oluşu krizi, eğitimde, bilimsel bilginin dışlanması krizi, rektör atamalarını süresinde yapamama krizi, emeklilerin gelir düzeyini artırmak için hiçbir şeyin yapılmaması... Gibi gibi...
En başta da adalette oluşan adaletsizlik kararları. Kamu çalışanlarının tembelliği, iş bilmezliği, zamanı iyi değerlendirememeleri, çözüm üretememeleri..
Say say bitmez...
Bu kadar büyük problemleri olan ülkemizi bu siyasiler mi düzlüğe çıkaracak? Güldürmeyin adamı!
Hele göçmen, sığınmacı, muhacir, geçici ikamet eden gibi halka sunulan ve Türk toplumunun sosyal dokusunu bozan on üç milyon kişiyi ne zaman ülkelerine göndereceğiz? Sorusuna cevap vermeyen bir siyasi yapı da umut olamaz, derim...
Enflasyonu, tek haneli rakamlara nasıl düşüreceğinizi bir anlatsanız da öğrensek!
Önümüzdeki dönem, Türkiye için çok zorlu geçecektir, derim...
Siyaset kurumunun, bu sorunların üstesinden gelmesi de epey zor... Ama, Siyaset dışı başka bir çözüm olmadığına göre herkes siyaset içinde kalarak suhuletle bu süreci atlatmamıza yardımcı olması gerekir, derim.
Erzurum'daki  müessif olayları da demokrasimize yakıştıramadım...
Şiddetle kınarım.
Kaba kuvvet, fikri olanlara bir şey yapamaz! Bunu öğrenin artık...
Bir de "sabrımızı taşımayın", "vur de vuralım, öl de ölelim!" söylemleri de bize hiç yakışmıyor!
Allah adına konuştuğunu ifade eden zatlar da, bu görevi Allah'tan ne zaman almışlar? Allah, tüm insanların Allah'ı değil mi?
Allah, diğer insanları, sizin fikrinizde değilse yok edin, diye size emir ve talimat mı gönderdi?
Hödüklükte sınır tanımayan bu zatlar, Türk milletinin yakasından düşün, derim.
Milletimiz de bir soluk alsın...
Yetti gari!
Yazık!