Dünya tarihini, sömürenler ve sömürülenler üzerine kurduğumuz zaman; Rusya,tüm Türk Topraklarını sömürerek ve Türk Aydınlarını kırıma uğratarak bir güç oldu...

Dünya tarihini, sömürenler ve sömürülenler üzerine kurduğumuz zaman; Rusya,tüm Türk Topraklarını sömürerek ve Türk Aydınlarını kırıma uğratarak bir güç oldu...
Yine, Çin de Doğu Türkistan, Tibet, Mancurya ve İç Moğolistan'ı işgal ederek ücret ödemeden  boğaz tokluğuna çalışan iş gücü ile başarıya ulaştı.
Batılı sömürgeciler ise hem işgal, hem katliam hem de maddi zenginliği sömürmek suretiyle zenginleşti...
Yine, Batı büyük sermaye oluşturarak paraya para kazandırmak suretiyle ekonomileri  kontrol altına almak istemektedir...
Burada, iki sömürgeci grup çatışmakta... İşte tam da burada Sultan Galiyev devreye girmekte... Sömürgeler imparatorluklarına karşı gelmekte... İlk merhale Türk toplulukları bir bütün halinde sömürüye karşı gelerek birleşmeli. Siyasi bir birlik kurmalı.
Türk Milleti'nin yaşaması için herkesi kapsayan bir ekonomik yapı olmalı...
Yer altı zenginlikler de Türk Milleti'nin  zenginliği için kullanılmalı.
Türk Kültür varlıkları korunmalı. Çağdaş bir eğitim sistemi kurulmalı...
 Devletimizin kuruluş felsefesi aynen tekrar edilmeli ve tüm  nesillerimize bu felsefe öğretilmeli...
Attila İlhan, meselelere sömürü ve milli varlığın devamı üzerine bakmıştır ki bu doğru bir bakış tarzıdır...
Şimdi, bu bakış tarzına göre mevcut durumu sorguladığımızda da ümitvar olmak mümkün değil.
Mevcut hiçbir siyasi yapı bu teoriye göre milli ve toplumcu değil.
Günlük hayatta kullandığımız tüm malzemelerin tamamı ele alındığında, üretici şirketlerin sermayesinin %80'i yabancı. Parayı kontrol eden bankaların  %80'i yabancı.
İhtiyaç maddelerinin "ilaç sektörü, iletişim sektörü, ulaşım sektörü, enerji sektörü, tohum sektörü vd." %90'ı yabancı sermaye elinde veya
 kontrolunda...
Buradan milli bir duruş beklenemez.
Ülkemiz sömürüye açık hale getirilmiştir.
Bunu, bir de eğitimsizlik ve bilgi üretememe sarmalına girdiğimizi düşünürsek, mevcut siyasi oluşumların ve siyasi yapıların Türkiye'yi kurtuluşa götürmesi mümkün değildir, demek yanlış olmaz.
Bu vasatta Türkçülük, Oğuzculuk,
Çepnicilik   mesajı vererek toplumu bir araya getirmemiz mümkün görülmemektedir.
Biz önce, Galiyev'in dediği gibi sömürüye karşı olan Türkler olarak bir araya gelip yeni bir program, yeni bir siyasi söylem  geliştirmeliyiz. Bu paylaşımıma  bile siyasi görüşümüzü önceleme gayreti üzerine kurulu cevap verme durumuna şahit olmaktayız... Biz,%90'a kadar daha homojen bir yapıda olmamıza rağmen Türk kavramını içselleştiremiyorsak bu halimiz için tekrar tekrar düşünmemiz gerekir, derim.
Bence, Türkiye'de, bir program içinde yeni bir hareket başlatmalıyız, derim.
Yine, yeni bir "Passioner itki" oluşturmalıyız.
O zaman, tüm olumsuzlukların  üstesinden geliriz, derim.
Böyle bir oluşum gerçekleşirse   biz de sağlığımız el verdiği müddetçe bu işe soyunanlara  destek vermeyi taahhüt ederiz... 
Türkiye Türkleri'nin ana
omurgasını oluşturan Çepni Boyuna mensup kardeşlerimiz başta olmak üzere tüm bağırdaşlarımızın Türkçüler Günü Kutlu olsun.
Bünyamin Nami Tonka
Çepni Boyu, Karabudundan bir Türk...