Türkiye için bir seçim günü...
Türkiye için bir seçim günü...
Demokrasilerde, erdemli insanları seçerseniz ve ülke yönetimine de erdemli olduğuna inandığınız kişileri seçerek başa geçirirseniz, insanlarınız mutlu olur... Bizim mesajımız da insanların mutlu olmasıdır...
İktidar hırsı çok farklı bir duygu. Enaniyet ve ben merkezli bir yapı. Ölene kadar devam etme, ben yoksam her şey bozulur imajı...
Seçimi kazanmak için her türlü tavizin verilmesi...
İşte, bunlar yanlış şeyler...
Bence, mevcut siyasi partilerin liderleri, seçim kanununu değiştireceğiz ve iki dönemden fazla kimse seçilmemeli düşüncesinde mi İki dönemden fazla seçilme olmayacak maddesini seçim kanununa koyabiliyorlar mı Bu söylemi dillendiren var mı
Ne mevcut iktidarın ne de mevcut muhalefetin böyle bir derdi yok...
Bir de, demokrasilerde kontrol yani denetleme sistemi olmalıydı. O zaman her şey şeffaf olabilirdi. Biz, bu konuda kamu görevlilerini yandaş yaptığımız için denetleme de yapamadık...
Denetleme görevi de olan ve denetleme yapması gereken
parlamentomuz da bu konuda düzgün çalışmadı veya çalıştırılmadı...
İşte bu yüzden kamuoyu mevcut iktidarın denetlenememesini kabullenemedi...
Mesela, sığınmacı konusunda muhalefet ne diyor
Bir kişi, bu kitleyi geldikleri yere veya gitmek istedikleri yere göndereceğim, diyor.
Hem iktidar kanadı ki zaten Avrupa'yı böyle bir istiladan, furyadan korumayı taahhüt eden anlaşmayı imzalamıştı, ben anlaşmaya sadık olacağım, diyor.
Muhalefet, AB kaynaklarından istifade etmek için ben de anlaşmaya sadık kalacağım, merak etmeyin! Sığınmacıları, size göndermeyeceğiz, diyor.
Yani, dış politikada ABD ve AB direktiflerine uyacağız, diyorlar.
Toplumumuzda iki marjinal grup vardı. Bunlara üçüncü bir grup da dahil oldu.
İktidarı destekleyen selefi, kökten dinci kisveli ve domuz bağı ile öldüren kitle var. Bunların temsilcilerini de parlamentoya taşıyan mevcut iktidar var...
Muhalefeti destekleyen iki marjinal grup varFetö ve Bölücü yapılanma...
Bunlar için, muhalefet bloğu lideri, yerel yönetimlerin özerkliği şartını kaldıracağım, diyerek ülke bölünmesine çanak tutucu bir tavır sergiliyor... Altı buçukluk masanın mutabakat metni de ülkeyi felaha götürecek gibi durmuyor...
Yine konumuza dönersek, bölücü yapılanma bukalemun gibi renk değiştirdi ve yeşil rengi aldı. İktidara gelecek muhalefet bloğuna oy vererek, özerk bir bölge, ikinci bir ana dil yapılanması, kantoncu bir yönetim ve özerk bölge gelirleriyle yönetilen bir coğrafya istiyor. Önce federasyon sonra bağımsız bir devlete doğru yelken açma ameliyesi... Bunlar tehlikeli ve ülke bütünlüğünü bozan şeylerdir. Bu zihniyete ülke teslim edilmez.
Yine, 15 Temmuz icracıları ve kumpas aktörleri, ülkemizin içindeki beşinci kol hareketlerinin elemanları, parlamentomuzu bombalayan, askerlerimizi öldüren, ülkemizi ABD'ye anahtar teslimi olarak sunan Fetö yapılanması, tekrar kamuya alınmayı bekliyor ve genel bir af talep ediyor. Kaldığımız yerden devam edelim, diyor.
Genel bir affı, bölücü güruh da istiyor... Cumhuriyetin yüzüncü yılında, bölücüler, ülke haini Fetöcüler, ülkemizin kaynaklarını zimmetine geçirenler hep birlikte bir af çıkararak ülkemizi bir kaosa sürüklemek isteyebilirler. Bunlar olmaz, diyenlere de tarihi bir okuyun! Görecekleriniz sizi şaşırtmasın! Biz, bu filmi defalarca gördük diyebiliriz...
Şimdi, ne yapacağını bilmeyen bir iktidar ve ne yapacağı meçhul bir muhalefet!
Her iki taraf da, Kamu düzenini bozucu beyanlarda bulunuyor.
Cahil, çıkarcı, hotgam kitleler için Kurban Bayramı'nda emeklilere on beş bin lira ikramiye vereceğim! söylemi, havucu...
Şimdi, bu kamu maliyesi için makul bir beyan mı Siz, neyle karşı karşıya olduğunuzu biliyor musunuz Bildiğinizi iddia ediyorsanız, bunu niçin kamuoyuyla paylaşmıyorsunuz
İktidar kanadı da boş durmuyor!
En düşük memur maaşı yirmi iki bin lira olacak. Birinci dereceye gelmiş herkese üç bin altı yüz ek gösterge verilecek. Asgari ücret iki buçuk katı artırılacak.
Ya Hu!
Kamu maliyesi bunları kaldırır mı
Böyle bir imkan varsa niye şimdiye kadar yapmadınızdiye adama sormazlar mı
Bu imkanlar vardı da neden şimdiye kadar vermediniz
Sizin Türk Halkı'na husumetiniz mi var Neden seçimi beklediniz Yapmamanız için elinizi tutan mı var Size engel olan mı var
Mevcut iktidar da muhalefet de ipin ucunu kaçırmış... Ne yaptığını ve ne yapacağını bilemeyen bol keseden vaatte bulunan bir öbekleşme...
Bunlar yanlış şeyler...
Bir olaya daha şahitlik ettik ki evlere şenlik!
Altı buçukluk masa, çok demokrat!
Bu kadar beklemeden sonra, hâlâ seçimi kazanamama riski olduğunu gören bu masa mensupları, Atatürkçü, Türk Milliyetçisi olan Z Kuşağı gençletin bu seçimde
Memleket Partisi ve onun liderine oy vereceklerini beyan ettiklerini görünce Fetö destekli ve Fetö taktikleriyle Sayın İnce'yi yıpratma ve adaylıktan çekilme baskılarını trollerine yaptırdılar. Yani %7 ile %12 arasında bir oy potansiyeli olan bu kitlenin liderine iktidardan para aldı, karısının yedi milyonluk jipi, işte seks kaseti gibi akla hayale gelmedik iftiralar yaptılar...
Bir de iktidardan çok para aldı, çekilmez, jargonu kullandılar.
Adam da aha istifa ediyorum! dedi...
Şimdi, kartlar yeniden dağıtıldı...
Benim, en çok kızdığım da seçime girmesi gereken otuz altı parti var. Buna kimse bir şey demiyor. Cumhurbaşkanlığı için de, kırk yaşını doldurmuş, fakülte mezunu, Türk vatandaşı, aday olmak için YSK'nin belirlediği meblağı yatıran herkes aday olabilirdi. Nitekim yüz bin oy barajını geçemeyen dört aday daha vardı. Onlar geçseydi. Daha çok adayla seçime gidecektik. Olmadı. İşte şimdi, seçimi kazanmayı riskli gören muhalefet, Fetö destek (yurt dışına kaçan Fetö 'nün gazetecileri muhalefeti desteklediklerini ifade ediyorlar.) ve taktikleriyle Sayın İnce' yi yıpratma ve iftiralarla da haysiyet cellatlığını iyi yapmış oldular ve Sayın İnce istifa etmek zorunda kaldı...
Hani siz, demokrat bir kişiliğe sahiptiniz Demokrasiyi içselleştirmiştiniz! (Sizin, Rahmetli Baykal'ın evinin kapısında söyledikleriniz hâlâ hafızalarımızda, On İki Aralık Hareketi'ne partiyi açmanızı unutmadık, Atatürkçüleri partiden kovmanızı unutmadık, genel kurul için delege imzaları konusundaki anti demokratik tavrınızı unutmadık, bir önceki ABD ziyaretinizde kimlerle kahvaltı yaptığınızı da biliyoruz, sizden daha fazla oy alacağı ayan beyan ortada olan Sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Mansur Yavaş'a genel başkan olarak yaptıklarınızı da biliyoruz.)
Sayın Muharrem İnce' ye bu kadar saldırılırken hiçbir CHP'li çıkıp da, bunlar Sayın İnce'ye yapılan iftiradır. Biz, geçmişte birlikte çalıştık, Sayın İnce ahlaklı, dürüst bir insandır.
Biz bu saldırıları tasvip etmiyoruz, şiddetle kınıyoruz, diyemediniz!
Sonra, biz erdemli, ahlaklı bir iktidar olacağız, diyeceksiniz ha!
Size kim inanır!
Ölümlü, gelimli, gidimli dünya hırsları için bu şiddet ve celal niye
Sizler de yerine gelmeyi arzu ettiğiniz yerde bulunan kişiye yaptığınız isnattan daha fazla ceberut ve tek adam rejimi uygulayıcısı oldunuz ve iktidara gelirseniz daha ceberut tek adam olacaksınız, derim.
Çünkü, çok çıkarcı ve hakkaniyetten yana değilsiniz...
Sayın Muharrem İnce'nin istifasıyla demokrasimiz yara almıştır...
Bunu tarih çok farklı yazacaktır, derim...
Bu durumda seçilseniz bile meşruiyetiniz hep tartışılacaktır.
Tüm siyasi partiler, devlet aklından uzaklaşmış millete hizmet etme aşkını bertaraf etmiş Türk toplumunun en alt sosyal diliminin, çukur siyasetinin temsilcileri oldunuz, diye sizi değerlendirecek...
Hepinizi esefle kınıyorum.
Benim için şahıslar önemli değil. Kurumsal kimlikler önemliydi, onu da yerle bir ettiniz...
Yazık!
İktidarıyla muhalefetiyle seçiminiz hayırlı olsun...
Bu da geçer Ya Hu!