Çanakkale üzerinde kara kara bulutlar... Nereden geldiniz? Bizler konukseveriz;ama, düşmanları sevmeyiz...

108 yıl önce yine bu topraklar tehlike içindeydi. Türk insanı, tüm varlığını bir set gibi buraya yığdı. Üstün silahlara karşı gövdesini set etti ve düşmanları geçirmedi... Bu gün Conkbayırı'ndan Şahinsırt ve Farm Mezarlığı' na doğru Conkbayırı düşmandan temizlendi... Büyük bir zafer kazanıldı.
Bu işi başaran Mehmetçiğe aşk olsun!
Onun Şanlı Komutanı'na aşk olsun!
21 Ağustos' ta bir darbe daha alacaklar ve Çanakkale geçilmezi öğrenecekler...
Sonra, 9 Ocak 1916 tarihinde de geldikleri gibi gidecekler...
Türk, bu coğrafyada büyük bir zafer daha kazanmış oldu.
Sonra dokuz cephede savaşa devam ettik. 30 Ekim 1918' de de Mondros Ateşkes Anlaşmasıyla teslim olduk.... Sonrasında, İngiliz, Fransız ve İtalyanların işgaline uğradık. Ülke yok olmaya yüz tutmuştu... Conkbayırı'nda düşmanı tersyüz eden Şanlı Komutan, bu böyle gitmez, dedi... Tüm ümitlerin bittiği bir dönemde Anafolu' ya geçti. Türk'ün Harim-i İsmet'ine sığındı. Türk'e vatan kavramını öğretti. Onları teşkilatlandırdı. Düzenli orduyu yeniden kurdu. Mücadeleye başladı. Mustafa Sabri, Dürrizade, İskilipli Atıf gibi hainler de koca İngiliz Devleti Fehimanesine sığınmak ve Halifemizle İngiliz gölgesinde yaşamak varken bu  delilerde (!) çok oluyorlar, dediler... Milli direnişi kırmak için her türlü fırıldağı çevirdiler. Türk Milleti kararlıydı... Ölümüne mücadele etti. Komutan Askerini, asker komutanını bulunca neletin başarılacağını cümle aleme gösterdiler...
9 Eylül'de Yunanlılara yüzme öğrettik. Mudanya'da ateşkes imzalattık.
Lozan'da müstevlileri evlerine gönderdik... Böylece Türkiye Cumhuriyeti kuruldu...
Cumhuriyetin de temelleri Çanakkale 'de atıldı. Çağdaş Türkiye, her alanda ileriye gitti... Yokluklardan varlığa doğru hızla geçtik. Yüz yılda çok büyük işler başardık.
Günümüze geldiğimizde, dedelerimizin yaptığı işi küçümseyen bir tavır geliştirilmekte...
 Bu yanlıştır...
Dedelerimizin yokluktaki başarılarını görünce varsıl halimizde :
1-Ekonomik bunalım içinde olmamız.
2- Nebbaşlık vergileriyle halkı çaresizliğe ve fakirliğe itmemiz..
3-Sığınmacı adı altında on yedi milyon kişiye yıllarca bakmak durumunda olmamız...
4-Resmi dil Türkçe, Resmi alfabe Latin Alfabesi  olarak Anayasa'da amir hüküm olarak var olmasına rağmen bunun gözardı edilmesi ve Arap Alfabesi'nin sığınmacıların  yoğun olduğu yerlerde dikkst çekecek kadar yoğunlaşması ve buna kamunun ses çıkartmaması...
5- Devletle iş yapanların devlete olan vergi ve ücret borçlarının silinmesi ve ertelenmesi gibi hukuka uygun ama, kamu vicdanına ters uygulamaların yapılması...
6- Türk toplumunun, sosyolojik yapısının bozulması, fakirleşmesi sonucu, ahlaki düşüklüğe doğru sürüklenmesi. Bu olayın her alanda dikkat çekmesi...
7- Devletimizin, istatistikî verileri halktan gizleyerek olumsuz gidişat için önceden tedbir alınmasını erteleyerek, problemlerin daha da çözülmez ve karmaşık haline gelmesi ve bu durumun kaos ortamı yarattığının görülememesi...
8-Memur emeklilerinin (başta ben olmak üzere) bilinçli olarak fakirleştirilmesi ve halkın çığlıklarının , feryatlarının duyulmaması...
9- Devlet kadrolarının, Diyanet Kadrolarının bilinçli bir şekilde Kurucu Devlet Başkanımızı ve kurucu değerleri görmezden gelmeleri ve milli bilincin, birlikte yaşama azmimizin örselenmesinin kamu vicdanındaki olumsuzluklarının yarattığı rahatsızlıkların görmezden gelinmesi. (En azından ben rahatsızım arkadaş! Bu 29 Ekim Haftası, Cumhuriyetimizin 100. Yılında, Mustafa Kemal Atatürk 'e minnet duyuyoruz, ifadesini doğrudan duymak istiyorum, öyle örtük değil, sayıp dökülürken kerhen Paşa' nın adının söylenmesini de kabul etmiyorum! Ayrıca, Mustafa Kemal Atatürk ve Milli Mücadeleye omuz vermiş Türk Milleti'nin tüm fertleri için bir mevlüt okutun, buna başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere de tüm devlet erkânının katılmasını bekliyoruz. Son duayı da Diyanet Teşkilatı Başkanı Sayın Ali Erbaş yapsın ki Atatürk'ün kurduğu Diyanet Teşkilatının başı olarak da  biz de kendisine takdir ve sevgilerimizi sunalım! Benimkisi bir teklif, inşallah yapılır. Ha! Devleti yönetenler, sağlığınıza dikkat edin, Cumhuriyet Bayramı haftası sağlıklı olun, aman hasta olmayın, derim... ) gibi gibi ruhumuzu karartan uygulamalardan ve iş yapmamaktan vaz geçin, derim...
Güneş doğmadan önce yaşadığım şehrin  görüntüsü...
İnşallah hep aydınlığa doğan güneş olur...
Biz de mutlu oluruz...
Yüce Türk Milleti!
Mutluluğun daim olsun!
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...