“Benim hayatta yegâne fahrim servetim Türklükten başka bir şey değildir”,
“Benim hayatta yegâne fahrim servetim Türklükten başka bir şey değildir”, “Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri, çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin” diyen ATATÜRK’ ün kendi el yazısıyla bir Türklük tanımı vardır:
“Bu memleket dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu. Bu sahne en aşağı YEDİ BİN SENELİK Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu. Sonra onlara alıştı. Onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu. Şimşek, yıldırım, güneş oldu. Türk oldu. Türk budur; yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”
Böylece Türkçülüğün siyasi ve kültürel programlarını hayata geçirmek Cumhuriyet Halk Fırkasına ve Atatürk’e nasip olmuş Türkçülüğün bilimsel millet anlayışı üzerine bir millet ve devlet inşa edilmiştir.
Türkiye cumhuriyetini kuran halka Türk milleti denir. Atatürk
"Türk Birliğinin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapatacağım. Türk Birliği'ne inanıyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak, dünya sükûnunu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türklüğün varlığı bu köhne âleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecektir."Atatürk
Atatürk’ün Milliyetçilik Anlayışı
“Biz doğrudan milliyetperver ve Türk milliyetçisiyiz, cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.”
“Türk milletinin milli dili ve milli benliği bütün hayatına hâkim ve esas kalacaktır.”
Milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar”
“Milliyet fikrini, milliyet ülküsünü çözüp dağıtmaya çalışan teorilerin dünya üzerinde uygulama tatbikiyesi bulunamamıştır. Çünkü tarih, olaylar, hadiseler ve gözlemler insanlar ve milletler arasında, hep milliyetin hâkim olduğunu göstermiştir. Ve milliyet ilkesi aleyhindeki büyük ölçüde fiili tecrübelere rağmen yine milliyet hissinin öldürülemediği ve yine kuvvetle yaşadığı görülmektedir.(1923 Konya Türk Ocağı konuşmasından)
Efendiler! Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel ve her şeyden evvel Türkiye’nin istikbaline, kendi benliğine, milliyetine düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir. Böyle bir mücadelenin lüzum gördüğü araçlarla donanmayan fertlere ve böyle fertlerden mürekkep cemiyetlere hayat ve istiklal yoktur” Gençliği; mutlaka ülkücü ve memleketle alakalı olarak yetiştirmek, herkesin, hepimizin, her devlet adamının başta gelen vazifesidir.”(Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve düşünceleri, s:66; Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri, s:62; Y.Koç, A.Koç, s:42)ATATÜRK VE TÜRKLÜK
“Benim hayatta yegâne fahrim servetim Türklükten başka bir şey değildir”, “Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri, çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin” diyen ATATÜRK’ ün kendi el yazısıyla bir Türklük tanımı vardır:
“Bu memleket dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu. Bu sahne en aşağı YEDİ BİN SENELİK Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu. Sonra onlara alıştı. Onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu. Şimşek, yıldırım, güneş oldu. Türk oldu. Türk budur; yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”
Böylece Türkçülüğün siyasi ve kültürel programlarını hayata geçirmek Cumhuriyet Halk Fırkasına ve Atatürk’e nasip olmuş Türkçülüğün bilimsel millet anlayışı üzerine bir millet ve devlet inşa edilmiştir.
Türkiye cumhuriyetini kuran halka Türk milleti denir. Atatürk
"Türk Birliğinin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapatacağım. Türk Birliği'ne inanıyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak, dünya sükûnunu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türklüğün varlığı bu köhne âleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecektir."Atatürk
Atatürk’ün Milliyetçilik Anlayışı
“Biz doğrudan milliyetperver ve Türk milliyetçisiyiz, cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.”
“Türk milletinin milli dili ve milli benliği bütün hayatına hâkim ve esas kalacaktır.”
Milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar”
“Milliyet fikrini, milliyet ülküsünü çözüp dağıtmaya çalışan teorilerin dünya üzerinde uygulama tatbikiyesi bulunamamıştır. Çünkü tarih, olaylar, hadiseler ve gözlemler insanlar ve milletler arasında, hep milliyetin hâkim olduğunu göstermiştir. Ve milliyet ilkesi aleyhindeki büyük ölçüde fiili tecrübelere rağmen yine milliyet hissinin öldürülemediği ve yine kuvvetle yaşadığı görülmektedir.(1923 Konya Türk Ocağı konuşmasından)
Efendiler! Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel ve her şeyden evvel Türkiye’nin istikbaline, kendi benliğine, milliyetine düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir. Böyle bir mücadelenin lüzum gördüğü araçlarla donanmayan fertlere ve böyle fertlerden mürekkep cemiyetlere hayat ve istiklal yoktur” Gençliği; mutlaka ülkücü ve memleketle alakalı olarak yetiştirmek, herkesin, hepimizin, her devlet adamının başta gelen vazifesidir.”(Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve düşünceleri, s:66; Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri,