Her 10 Kasım’da olduğu gibi yine bütün hücrelerimizde ‘Ata’mızı anıyoruz fakat bu yılın başka bir özelliği var.
Her 10 Kasım’da olduğu gibi yine bütün hücrelerimizde ‘Ata’mızı anıyoruz fakat bu yılın başka bir özelliği var. Cumhuriyet’imizin 100. yılı Ata’mız belki bedenen aramızda değil ama o her zaman kalplerimizde ve bizimle. 10 Kasım 1938’den beri yani tam 85 yıldır saatler 09.05’i gösterdiğinde, sirenler çalmaya başladığında küçükten büyüğe herkes saygı duruşunda, gözleri nemli Atamızı anıyoruz. Onun yokluğuyla hüzünleniyoruz fakat bize bıraktıklarıyla da gururlanmaktan kendimizi alamıyoruz. Amacımız Atamızı hatırlamak değil, çünkü hatırlamak için önce unutmamız gerekiyor. Biz bir an bile ne aklımızdan ne de kalbimizden çıkarmadık ki!... 100 yıldır olduğu gibi bundan sonra da çocuklarımıza , gençlerimize Ulu Önderimiz Atatürk’ün bıraktığı bu en büyük eserine , ilke ve inkılaplarına canları pahasına da olsa sonuna kadar sahip çıkmaları gerektiğini aşılamaktır amacımız ve görevimiz. Biz bu toprakların ne zor koşullarda kazanıldığını çok iyi biliyoruz. Bunları tüm Dünya’dan duymak ise ayrı bir gurur. Danimarka Social Demokten Gazetesi’nin de bahsettiği gibi Atatürk ‘Hasta adam diye anılan Osmanlı Devletinden güçlü ve uygar bir Türkiye yaratmıştır’. Ve yine bir başka yabancı İngiltere Lordu KINROSS ise şöyle ifade etmiştir onun saygınlığını;” Atatürk, tarih boyunca gelip geçmiş en büyük devlet adamlarından biridir. Hiçbir zaman yaşadığı zamanın üzerinde durmamış , yarını görerek ona göre iş görmüştür. Atatürk’ü Mussolini ve Hitler gibi yöneticilerden ayıran nokta işte bu niteliktir. Onlar her yaptıklarında kendilerini düşünerek hareket ediyorlardı. Atatürk kendisinden ötesini 20-30 yıl ilerisini görerek hareket ederdi. “ sözleriyle anlatmıştır. “Az amanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan TÜRKİYE CUMHURİYETİ’dir. “Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkar edenler ve beni yerenler çıkabilir. Fakat ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidir ki bu fikirler Hint’ten Mısır’dan döner dolaşır yine gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur.” diyen Atatürk ise ileri görüşlülüğünü bir kez daha göstermiştir. Çünkü gerçekten Atamızı yok saymaya çalışanlar yok değil burada bizim yapmamız gereken aile bireyleri olarak öğretmenlerimizle iş birliği içerisinde çocuklarımıza gençlerimize Atamızın yolundan ayrılmamalarını aşılamaktır. Ve Ata’sına sahip çıkan nesiller her zaman var olacaktır. Evet sayesinde Türkiye Cumhuriyeti’nde Atamızın bizlere sağladığı özgürlükle ilerlemenin gururunu yaşıyoruz. Ve andımız da dediğimiz gibi
“Açtığın yolda ..
Gösterdiğin hedefe ..
Durmadan yürüyeceğimize ..
ANT İÇERİZ…
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !...