Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde 5 Aralık 1934 yılında kadına seçme seçilme hakkının verilmesiyle 5 Aralık Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaktadır.
Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde 5 Aralık 1934 yılında kadına seçme seçilme hakkının verilmesiyle 5 Aralık Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaktadır. 1789 yılında Fransa’da doğan ve günümüzdeki İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi olarak kabul edilen fakat orada geçen insan kelimesinin erkeği temsil ettiğinin düşünülmesi sonucu 1791 yılında insanlık tarihindeki ilk kadın hakları olan “Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi” yayımlanır. Türkiye’de ise 1934 yılında kadına seçme ve seçilme hakkı tanındığı zaman kutlanmaya başlandı. 8 Martta Amerika’da kadınların çalışma şartlarının zorluklarına dikkat çekmek amacıyla yapılan protestoların sonucunda 8 Mart Dünya Kadınlar günü olarak kutlanmaya başladı. Fakat Türkiye’de 5 Aralık’ta Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesiyle kadının önemini asla unutturmayan Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde hem 5 aralıkta hem de 8 martta Kadının İnsan Hakları Günü kutlanmaktadır. Bugünün asıl amacı kadının sorunlarının dile getirilmesi ve bu konuda farkındalığın yaratılmasıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi ; “Kadınları geride bırakan toplum , geride kalmaya mahkumdur.” Ve yaşadığımız yüzyılda bile o kadar çok cahillikle mücadele etmemiz gerekiyor ki bu çok ama çok acı !... Günümüzde hala okutulmayan kız çocukları, çocuk yaşta aileleri tarafından zorla evlendirilmek istenen kız çocukları ve hala eşleri tarafından sebep gözetmeksizin öldürülen kadınlarımız var. Çünkü caydırıcı bir ceza uygulanmayıp, kadına yönelik şiddete dair genelgeler sürekli değiştiği için maalesef bu olaylar her gün yaşanmakta. Kadın bir yerleri kırılıp, morarmadan yada öldürülmeden şiddetten korunamıyor. Bunun yanında gördüğü psikolojik şiddet de cabası… Bence bu durumu değiştirmek küçük yaşlardan itibaren verilen eğitim ve öğretim ile cezaların caydırıcılığıyla kadın ve erkek eşitliğini vurgulamak en önemli değeridir. Yine Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözüyle son vermek istiyorum yazıma; “Ey Kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın “ mücadelemiz biz kadınlarımızın eşitliği ve özgürlüğünü sonuna kadar savunmaktır.