Yine üzerinden koca bir yıl geçmiş bile daha dün gibi geçen sene 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ile ilgili yazdığım yazının.
Yine üzerinden koca bir yıl geçmiş bile daha dün gibi geçen sene 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ile ilgili yazdığım yazının. Zaman su misali o kadar çabuk geçiyor ki! Neyse gelelim esas konumuza iki gün sonra yine gazetecilerin günü olarak kutlanacak. Bu mesleği icra edenleri onurlandırmak için 1961 yılından beri kutlanmaktadır. 1952 tarihinde Basın mesleğinde çalışanlarla çalıştırılanlar arasında kanunlar yayınlanmış. O dönemlerde basında çalışmanın çok büyük zorluklarından bahsedilmekte. Çalışma şartları ağır, çalışma saatleri ise belli bile değildi. Ve basın çalışanlarını savunacak haklar bulunmuyordu. Aslında şimdi de gazeteciler için tam anlamıyla onları savunan haklar olduğu söylenemez. Gazeteci haber yaparken tarafsız haber yapmalıdır. Bazen yazdığı bir satır haberi çok şeye etki edebilir farkındalık yaratabilir. Yada bir fotoğraf karesinin doğrusunu yakalayabilmek için saatlerce bekleyebilir. Ülkemizde gazetecilerin basın özgürlüğü söz de var ama gazeteci silahlı saldırı sonucu öldürülebiliyor, tehditler alabiliyor, darp edilip yazdıklarından dolayı göz altına alınabiliyor. Fakat her şart ve koşula rağmen görevlerini yerine getirmek için çalışmaktalar. Tabi günümüzde haber almanın koşulları da değişti. Bayii ye gidip gazete almak yerine teknolojik aletlere bir tık ile tüm dünyadan haberimiz oluyor. Ya da akşam televizyon başında haber saatini beklemek yerine istediğimiz zaman sosyal medyalardan istediğimiz habere ulaşabiliyoruz. Ulu Önerimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün sözünü de hatırlayalım birlikte “Cumhuriyet devrinin kendi zihniyet ve ahlakıyla donanmış basınını yine ancak Cumhuriyet’in kendisi yetiştirir.” demiş ve ne güzel söylemiş yine. Zor şartlarda ve koşullarda toplumu doğru ve tarafsız bir şekilde bilgilendiren değerli basın mensuplarının bu özel günde hatırlayarak 10 Ocak Gazeteciler Gününü Kutluyorum.