Rivayete göre İslam inancında Hızır ve İlyas’ın 5 mayısı 6 mayısa bağlayan gece gül ağacının dibinde buluşup bereket ve yardım dağıttıkları bilinmektedir.
Rivayete göre İslam inancında Hızır ve İlyas’ın 5 mayısı 6 mayısa bağlayan gece gül ağacının dibinde buluşup bereket ve yardım dağıttıkları bilinmektedir. Hızır’ın Ab-ı Hayat denilen sudan içip ölümsüz olduğu , İlyas’ın da denizlerde dolaştığı ve ikisinin de sağlık ve bereket dağıttığı, muhtaçlara yardım ettiği bilinir. Hıdırellezin kültürümüzde büyük bir yeri vardır. Eskiden belki biraz daha fazla önemseniyordu, büyükşehirlerde neredeyse hiç kutlanmıyor. Fakat küçük yerleşim yerlerinde hala eski coşkusuyla kutlayanlar var. Hıdırellez aynı zamanda baharı karşılamanın da coşkusunu beraberinde getiriyor. Genellikle evlerin temizlenmesiyle başlar Hıdırellez çünkü temiz olmayan yere Hızır’ın uğramadığı söylenir. Yeni kıyafetler bile alanlar oluyor sadece Hıdırellez için. Diğer bir amaç da herkesin bir araya gelmesi ve su kenarlarında, ormanlık alanlarda birlik beraberlik içerisinde piknikler yapılır. Sonrasında ateşler yakılır etrafında dolaşılır ve üzerinden atlanır ki yenilik olsun eskilerden kurtulsun. Akşam gül ağacının dibine dilekler, istekler ya resim olarak çizilir ya da bir kağıda yazılıp kırmızı kurdele ile gülün dalına bağlanır. Bir de para gömülür gülün dibine. 6 mayıs sabahın ilk ışıkları ile dileklerin yazılı olduğu kağıtlar sulara atılır. Paralar ise cüzdana koyulur ve bütün bir yıl harcanmaz. Bunlar Hıdırellez ritüeli yani gerçek olsa da olmasa da böyle geldiği için inanan, inanmayan herkes yapıyor. Çünkü bu gibi kulama ve hazırlıklar insanın içine sevgi , enerji, huzur dolduruyor. Bir çok kültürde de Hıdırellez aynı tarihe denk geldiği için baharın gelişinin kutlandığı bir bayram olarak kabul edilmiştir. Herkesin gönlünden geçenlerin kabul olması dileğiyle !...