Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti her bakımdan kötü şartlar altında idi. Yokluk bir yandan yoksulluk bir yandan perişandı.
Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti her bakımdan kötü şartlar altında idi. Yokluk bir yandan yoksulluk bir yandan perişandı. Uzun soluklu bir savaştan çıkan ülkede insanlar bir yandan toparlanmaya çalışıyor, bir yandan da salgın hastalıklarla boğuşuyordu. Ellerinde kalan topraklarıyla tarım yaparak geçimlerini sağlamaya çalışıyorlardı. Mustafa Kemal Atatürk Samsun’a çıkarken bile durumun farkındaydı fakat asla umutsuzluğa kapılmamıştı. Çünkü aklı ve bakış açısıyla her zaman lider ruhuyla her zorluğun üstesinden gelmiş bir liderdir. Mustafa Kemal Atatürk İstanbul’da oluşturduğu kurtuluş ekibini haklı mücadele gerekçelerini ortaya koymuş ve Amasya da bir araya getirerek Amasya Genelgesini yayımlamıştır. Ve şöyle demiştir; “Milletin İstikbalini yine Milletin Azim ve Kararı kurtaracaktır. Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkması aslında yeni bir devlet anlayışının öngörülmesidir. Mustafa Kemal ve arkadaşları Samsun dan Amasya ve Sivas’a geçerek mücadeleyi başlatmıştır. Mücadeleye devam ederek vatanımızın bağımsız olması için ve ülkenin bölünmez bütünlüğü için çalışmalar yapılmıştır. 19 Mayıs 1919 Samsun’da yakılan özgürlük ateşi ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de açılmasıyla tüm yurdu sarmış ve bugünkü bağımsız ülke mevcudiyetimize kavuştuk. Tabi ki günümüzde bir çok engel ile karşılaşılıyor. Özellikle de bu tarihi günlerimizi unutturmak isteyenler fakat Mustafa Kemal’in bu ülkeyi 19 Mayıs Gençlik ve spor bayramı adı altında Türk gençliğine bırakmış ve sonsuza dek canla başla bütün gençliği aşılayarak bu emanete sahip çıkmalarını istemiştir. Yani 19 Mayıs 1919 hem bu ülkenin temelleri atılmış, hem de bu özgür ve bağımsız ülke gençlere emanet edilmiştir.