Bu gün, bizim açımızdan Anafartalar savaşımızın başladığı gündür...

Bu gün, bizim açımızdan Anafartalar savaşımızın başladığı gündür...

Muhataplarımız 6-7 Ağustos günlerinde Suvla Koyu'na iki tümen asker çıkartmışlardı.

Karşılarında, perakende şeklinde dağıtılmış birliklerimiz vardı. Komuta Vilmer Bey'deydi. Birliklerimizin savunacağı kıyı, Ece Limanı'ndan Ağıldere hizasına kadar uzanan yaklaşık yirmi kilometrelik bir kıyı şeriti ve arkasındaki tepelerdi.

Toplam savunmacı asker sayımız üç bin beş yüz kadardı.

Karşılarında tam techizatlı olmak üzere otuz beş bin kişilik zinde bir birlik vardı. Ayrıca, gemilerden topçu desteği ve yine tayyare desteği de vardı... İngiliz Askerleri, yoğun propaganda altındaydı... Türkleri Asya'ya sürmeye gelmişlerdi. Bu işi onlar başaracaktı. Birliklerin sahile çıkışında büyük bir kargaşa yaşandı. Komutanlar, sahile çıkmış olan askerlerini bulup savaş düzeni aldıramadı. Havanın sıcak olması, askerin gemilerde sıcaktan bunalması sonucu, askerin doğal tavrıyla denize girip serinlemesi ve savaş düzeni alamaması bizim için bir imkan oluşturdu. Biz de Ahmet Fevzi Bey Komutasındaki iki tümenimizi cebri bir yürüyüşle Bolayır'dan Anafartalar önüne getirdik. Asker, yorgundu. Liman Von Sanders Paşa'nın hemen savaşa girin emrine, askerinin yorgun olduğunu öne sürerek ertesi sabah hücum edebileceğini ve askere sıcak çorbasını içirelim, sonra hücum ederiz cevabıyla karşılık veren Ahmet Fevzi Bey, bu tavrından dolayı görevinden azledildi. Durum çok kritik bir hal almıştı. Mustafa Kemal, çözüm olarak bütün kuvvetlerin kendi emrine verilmesini istedi ve zaman geçtikçe büyük bir yenilgi kaçınılmaz, dedi. Bunun üzerine Anafartalar Grup Komutanlığına Mustafa Kemal Bey getirilmiş oldu... Türk milletinin talihi ve kaderi de böylece değişmiş oldu. Asker komutanını, komutan askerini bulmuştu.

Çok büyük fedakârlıklarla düşman,  Conkbayırı'nda,  önce durduruldu ve 10 Ağustos' ta da

Conkbayırı altına kadar kovalandı.

 Anafartalar Bölgesinde ise, Karakoldağı, Azmak, Yusufçuktepe, İsmailoğlutepesi, Hetman Çayırı, Ağıldere, Besimtepe hattının doğusuna düşman sokulmadı...

Büyük mücadelelere sahne olan bu topraklarda en son olarak da 21 Ağustos'ta  düşmanın beli kırıldı ve büyük bir zafer kazandık... Böylece düşmanın ileri harekât gücü elinden alındı ve savaş kilitlendi...

Bu sırada Makedonya Cephesi'nin açılması ve yine, yeni asker talepleri de  kabul görmeyen müttefik karargâhında önce, komuta kademesi değişti. Ardından da tahliye kararı verildi ve tahliye başladı...

21 Aralık 1915 tarihinde, kuzey bölgesinde, tek bir kişi bile düşman askeri kalmadı.

Sonuçta, güneyde de 9 Ocak 1916'da  Tekke Koyu'ndan son İngiliz Askeri filikaya binerek Yarımada'yı yerk etti ve tam  tahliye gerçekleştirildi...

 

Anafartalar Zaferimiz Kutlu olsun.

 

Günümüze gelirsek...

İş bilmez bir siyaset kurumu ve Kültür ve Turizm faaliyetlerinde sınıfta kalmış bir Bakan'ın kendi işini takip edip sonuçlandıramaması neticesinde, yukarıda anlattıklarımı halka anlatacak kişi kalmadı. Ben anlatırım, diyenlere de bizim Alan Kılavuzlarımız itina ile ders verirler... Hukukun boşluğuna sığınarak iş tutanların Türk Kültürüne verdikleri zararı tarih çok daha farklı yazacaktır...

Hem yerelde hem de genelde siyasi aktör olduğunu iddia edenlere mesajımız ise bu işi derhal çözün. Yoksa, gelecek nesiller sizi çok daha farklı yazacaktır, derim .

 

Daha sonra, daha ağır üslupla başka şeyler de yazacağım. Lütfen! Türk Tarihi'ne de Türk Kültürüne de sahip çıkın...

Benden söylemesi...

 

Şimdi, Alan Kılavuzlarının ve Alan Kılavuzluğu eğitimi almışların bildiği ;ancak, diğer anlatıcıların pek bilmediği Çanakkale'de şehit düşen Alay Komutanlarının adlarını aşağıya yazdım .

Ayrıca, bu komutanların adlarının Çanakkale içinde, cadde, sokak, park, meydan ve diğer yerlere verilmesi için yerel yönetime verdiğim dilekçemle ilgili de şimdiye kadar bir işlem yapılmaması bizi üzmektedir.

Şehit komutanlarımızın birçoğu Mustafa Kemal Bey'in de askerleri ve komuta ettiği mümtaz şahsiyetlerdi... Bizim yerel yönetimimiz de Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan siyasi partiye ait seçilmiş kişilerce otuz beş yıldır, aralıksız yönetilmektedir.

Ancak, Paşa'nın ruhu, yerel yönetimden içeriye girememektedir...

Rant işleri daha önemli işler olsa gerek.

Çanakkale, benim gibi bir avuç insanın derdidir. Biz de ölünce, bu kahramanları kimse dile getirmeyecek ve unutulacaktır.

 

Yerel yönetim unuttu. Unutkanlık da bulaşıcı bir hastalık ki Çanakkale Kahramanların en iyi anlatan Alan Kılavuzlarının çalışma esaslarıyla ilgili kanunu çıkartmayan veya bilinçli olarak çıkartmayan  Kültür ve Turizm Bakanı da yerel yönetimin hastalığına yakalanmıştır, derim .

 

Siyaset kurumuna sözümüz, bu işi derhal çözün ve Şehitlerimize sahip çıkın...

Gönülden selamlar...

 

 Benim gözyaşı döktüğüm kahramanlarım...

Allah rahmet eylesin.

Durakları cennet olsun...

Dua ile...

 

Çanakkale Savaşları'nda şehit düşen Alay Komutanlarımız

 

1-14.Alay Komutanımız Binbaşı İsmail Hakkı Bey

 

2-15.Alay Komutanımız Binbaşı İbrahim Şükrü Bey

 

3-16.Alay Komutanı Yarbay Hakkı Bey

 

4-17.Alay Komutanı Yarbay Hasan Bey

 

5-17.Alay Komutanı Binbaşı Hüseyin Hilmi Bey

 

6-18.Alay Komutanı Yarbay Abdülkadir Bey

 

7- 20.Alay Komutanı Yarbay Mehmet Halit Bey

 

8-21.Alay Komutanı Yarbay Yusuf Ziya Bey

 

9- 23.Alay Komutanı Yarbay Recai Bey

 

10-25.Alay Komutanı Yarbay Ali Naili Bey

 

11- 33.Alay Komutanı Yarbay Ahmet Şevki Bey

 

12-39.Alay Komutanı Binbaşı Ali Bey

 

13- 41. Alay Komutanı Yarbay Ahmet Fuat Bey

 

14-45.Alay Komutanı Yarbay Mehmet Refik Bey

 

15-47.Alay Komutanı Binbaşı Ahmet Tevfik Bey

 

16-55.Alay Komutanı Binbaşı Hasan Tahsin Bey

 

17- 57.Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey

 

Bilgi edinmeniz dileğiyle...

**

Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...