Skolyoz omurganın eğriliğini etkileyen ve genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde gelişen bir durumdur. Bir ebeveyn olarak, skolyozun çocuğunuz üzerindeki etkisini anlamak ve erken teşhis ve tedavinin önemini kavramak çok önemli sorumluluklardır. Bugün skolyoz farkındalığında ebeveynlerin rolüne ışık tutmaya, önleyici tedbirler, hakkında bilgi vermek istiyorum.
Skolyoz veya skolyoz, omurganın 'S' veya 'C' şekline benzeyen anormal bir şekilde yana doğru eğrildiği bir durumdur. Her yaştan insanı etkileyebilir, ancak en sık ergenlik döneminde teşhis edilir.
Skolyoz Türleri
İdiyopatik (nedeni bilinmeyen), konjenital (doğumda mevcut) ve nöromüsküler (serebral palsi gibi durumlarla ilgili) dahil olmak üzere farklı skolyoz türleri vardır. Her tip, tedaviye farklı bir yaklaşım gerektirebilir.
Omurgada sağa veya sola doğru 10 derece üzerinde eğriliklere neden olan skolyoz, özellikle ergenlik döneminde rastlanan, nedeni bilinmeyen ve omurgadaki eğilmenin "S" veya "C" şekilli olabildiği "idiopatik" türüyle kendini gösteriyor.
"Nöromusküler" ve "konjenital" olmak üzere iki türü daha bulunan skolyoz, ilerleyen evrelerinde ciddi duruş bozukluklarına yol açabiliyor. Skolyoz, doğumsal kaynaklı olabileceği gibi nöromusküler hastalıklar, kas rahatsızlıkları veya metabolik hastalıklar sonucunda da gelişebiliyor.
Skolyozun derecesi ne kadar ileriyse bireyin günlük yaşamının o derece etkilenir, bu yüzden omurga eğriliğinin açıları ilerlemeden erken evrede fark edilmesi tedavi şansını ve başarısını o oranda artırmaktadır.
Dolayısıyla en skolyoza erken tanı koyabilmek çok önemlidir, özellikle idiopatik grup genellikle ergenlik çağında olduğu görüldüğü için çocuklardan çok burada ailelerine, öğretmenlerine ve çevresindeki kişilere görev düşmektedir. Çocuklarını mutlaka gözlemlemeleri bu konuda uzman hekimler tarafından özellikjle önerilmektedir.
Skolyoz Farkındalığında Ebeveyn Sorumlulukları
Ebeveynler, herhangi bir skolyoz belirtisini gözlemlemek de dahil olmak üzere çocuklarının büyüme ve gelişimini izlemede hayati bir rol oynar. Çocuklarının omurgasını ve duruşu konusunda yapacakları düzenli kontroller, herhangi bir sorunun erkenden yakalanmasına yardımcı olacaktır.
Ebebeynler çocuğun sırtı çıplak bir şekildeyken tam arka hizasını göz hizasına getirip, omurgayı gözlemlemelidir. Omuzları simetrik mi? Başın bir tarafa eğilimi yoksa, dik duruyor mu? Kürek kemikleri yerinde mi? Bel bölgesindeki eğrilikler simetrik mi? Kalça leğen kemiği simetrik mi? Bunları mutlaka gözlemlemek çok önemlidir. Peki bir kere gözlemledik ve her şey normal olsa da gözlemlemeye devam etmek, özellikle çocukları belirli aralıklarla hızlı büyüme dönemleri olan ergenlik çağında sık sık kontrol etmeleri yerinde olacaktır. Ayrıca okulllarda yapılabilecek düzenli taramalar erken teşhis için çok önemlidir.
Fiziksel bulguların yanısıra skolyoz ile yaşamak çocuğun öz saygısını etkileyebilir. Görünüşleri konusunda kendilerini kötü hissedebilir veya fiziksel aktivitelere katılmakta zorlanabilir, bu da skolyozu olan hastalarda duygulanım bozukluklarına yol açabilir.
Eğriliğin derecesine göre tedaviler farklılık gösteriyor!
Kişinin yaşına, durumuna, beklentisine, omurga eğriliğinin derecesine bağlı olarak birçok tedavi yöntemi bulunmaktadır. E ğrilik, hafif ve takip edilebilecek düzeydeyse takip yeterli olmakta ancak eğrilik ilerliyorsa veya ilk yakalanan evreden itibaren belli bir açının üzerindeyse egzersiz ve korse tedavisine geçilir, bu tedavilere rağmen ilerleyen skolyozla karşılaşıldığında ise cerrahi tedavi gerekir. Cerrahi tedavi de günümüz teknolojisinde çok daha kolay yapılabilmektedir.
Erken Müdahalenin Faydaları…
Ancak şunu akılda tutmamız gerekir ki skolyozun erken teşhisi ve tedavisi eğriliğin ilerlemesini önleyebilir, ameliyat gerekliliğini azaltabilir ve yaşam kalitesini artırabilir.
Ayrıca toplumda bu konuda yapılabilecek eğitim faaliyeleri ile skolyozun toplumdaki bilinirliğini artırarak tedavi gören çocukların ötekileştirilmemesi çocukların tedaviye uyumlarını arttırmada faydalı olacaktır.
Skolyozlu çocuklar doktor takiplerine sıkı şekilde devam etmeli ve önerilen egzersiz ve korse gibi tedavilerin yanı sıra hastaların günlük yaşam aktivitelerini de bu hastalığa göre düzenlemelidirler.
Haziran ayı tüm dünyada skolyoz farkındalık ayı olarak kutlanmaktedır ve bu konuda bilgilendirme toplantıları hem sağlık hem de sivil toplum kuruluşları tarafından sıklığı artan bir şekilde düzenlenmektedir. , "Toplumda farkındalık arttıkça skolyoz tedavisi gören, özellikle ergenlik çağındaki çocuklar ötekileştirilmeyip tedaviye daha iyi uyum sağlayıp psikolojik olarak daha az yıpranacaklardır.