Gelen geçeni aratmasın atasözü tam olarak 2024 yılına denk geldi. Daha kötü bir yıl olamaz herhalde. Emekliler yılı ilan edilmişti ama emeklilerin daha çok çile çektiği bir yıl olamaz herhalde. Emekli maaşları ev kiralarının bile altında kaldı.

Her ortamda yeni anayasa gerektiğini dile getiren iktidar sahipleri Yargıtay Kararlarını uygulamadılar. Kara para aklamadan, devleti ve milleti dolandırma suçundan tutuklananları salınması için siyasi güç kullanan iktidar sahipleri, yüzlerce defa kamu vicdanını sızlatan mahkeme kararlarının aktörü oldular. Yasalara uymayanların yeni anayasadan bahsetmeleri tam olarak abesle iştigaldi. Hem demezler mi adama elinizden tutan mı vardı. Yıllardır ne halt edersiniz diye.

2024 yılında yapılan yerel seçimlerde iktidar sahiplerinin arpalık olarak kullandığı, on binlerce parti çalışanının bankamatik memuru olduğu belediyeler muhalefetin yönetimine geçti. Kamu kaynaklarının nasıl har vurulup harman savrulduğu ortaya çıktı. Kamu yetkilerini siyasi gelecekleri için kullanan iktidar sahipleri sudan çıkmış balığa döndü.

Son yıllarda memleketin yarısından fazlasına maden arama ve işleme ruhsatı veren iktidar İliç Faciasının yaşanmasına neden oldu. Çanakkale başta olmak üzere Balıkesir, Uşak, Aydın gibi illerde toplam yüzölçümünün %70’ine ruhsat verenler orman katliamlarının yanı sıra çevre felaketlerine de zemin hazırladılar.

Sokak hayvanlarıyla ilgili katliam yasası olarak biline yasa çıkarıldı. Neticede sağda solda yüzlerce hayvanın öldürülüp atıldığı haberleri gündem oldu.

Genel ve yerel seçimlerde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, muhalefet partileri için teröristlerle iş birliği yaptıklarını ima ederek zillet ittifakı kavramını kullanmıştı. Bütün seçimlerde muhalefete bu kavramla yüklenen sayın Bahçeli, mecliste bölücü terör örgütü liderinin TBMM’ye gelip konuşmasını istedi. Neticede sıklıkla dinlediği Ferdi Tayfur’un ‘Döndüm Durdum’ şarkısı hit oldu.

2024 çiftçinin en karanlık yılıydı. Soğanı, patatesi, kavunu, karpuzu, domatesi, biberi tarlada bırakan çiftçilerimiz vardı. En çok masraf edilen bu ürünleri tarlada bırakılması, çiftçinin borçlarının katlanmasına neden oldu. Çiftçi eylemleri az da olsa yapıldı ama iktidar kulağının üzerine yattı. Planlı bir şekilde Türk Çiftçisini batırma planları uygulanmaya devam etti. Yem fiyatları sürekli artarken süt fiyatları yerinde saydı. Ahırlarda sağılacak hayvan sayısı azalmaya devam etti. İktidarın umurunda bile olmadı. Hayvan ithalatına başladı.

Kuraklıktan verimin azaldığı memlekette, iktidarın verdiği taban fiyatlar ve ithalatta vergi ve fonların kaldırılması uygulamaları arazi satışlarını patlattı. Yıl içerisinde internete konan satılık tarla ilanları iki katına çıktı.

Yenidoğan Çetesi olarak ortaya çıkan sağlık skandalı, memleket idarecilerinin umurunda olmadı. Zamanın sağlık bakanları ve sağlık il müdürleri ile bunları atayanlar hiç üzerlerine alınmadılar. Liyakatin ne kadar aşağılara çekildiğini de bütün millet görmüş oldu. Anladığı zaman da memleket kurtulacak inşallah.