Yeni bir araştırma, arkadaşlar ve aileyle etkileşimlerin bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve kalp hastalığı, felç ve tip 2 diyabet gibi hastalık riskini azalttığını ortaya koyuyor.
Sosyal ilişkiler insan refahında önemli rol oynuyor. İnsanlar sosyal medya araçlarıyla iletişimlerini geliştirseler dahi, sosyal medya aslında yalnızlığı artırıyor. İnsan ruh sağlığı yönünden yüz yüze diyaloglar daha önemli bulunuyor. Araştırma sonuçları sosyal izolasyonun ve yalnızlığın sağlık sorunlarını artırdığını gösteriyor.
Araştırıcılar biyolojik mekanizmaları keşfetmenin bir yolu olarak kanda dolaşan proteinleri gösteriyorlar. Proteinler, genler tarafından üretilen moleküllerdir ve vücudun düzgün çalışmasına yardımcı olmak için gerekiyor.
Cambridge ve Çin Fudan Üniversitesinden bilim insanları 40-69 yaş aralığındaki 42.000'den fazla yetişkinin bağışladığı kan örneklerindeki bir protein gurubu olan proteomları incelemiş ve protein seviyeleri üzerinden sağlık sorunlarını ilişkilendirerek önemli sonuçlar elde etmişler.
Ekip, bireyler için sosyal izolasyon ve yalnızlık puanlarını, bireylerin yalnız yaşayıp yaşamadığı, sosyal olarak başkalarıyla ne sıklıkta temas kurduğu ve sosyal aktivitelere katılıp katılmadığı gibi konular üzerinden hesaplayarak yalnızlığın insanlarda ne gibi sorunlara neden olduğunu ortaya koymuşlar.
Proteomları analiz ettiklerinde, yaş, cinsiyet ve sosyoekonomik geçmiş gibi faktörleri elemine ettiklerinde 175 proteinin sosyal izolasyonla, 26 proteinin yalnızlıkla ilişkili olduğunu tespit etmişler. Bu proteinlerin çoğu iltihaplanmaya, viral enfeksiyona yanıt olarak ve bağışıklık tepkilerinin bir parçası olarak üretiliyor ve ayrıca kardiyovasküler hastalık, tip 2 diyabet, felç ve erken ölümle ilişkili görünüyor.
Ekip bir istatistik modelle proteinleri bağımsız olarak yalnızlık faktörüyle ilişkilendirdiğinde yalnızlıktan kaynaklı beş proteinin daha fazla görüldüğünü tespit ettiklerini, sosyal izolasyon ve yalnızlığın daha kötü sağlıkla bağlantılı olduğunu bildiriyorlar.
Tanımlanan proteinler, sosyal olarak izole edilmiş veya yalnız insanlarda görülen sağlıksızlığın altında yatan biyolojiye dair ipuçları veriyor ve sosyal ilişkilerin insanı sağlıklı tutmada önemli rol oynadığı dikkati çekiyor.
Yalnızlık sonucu daha yüksek seviyelerde üretilen proteinlerden biri Adenomedulin-ADM olarak görünüyor. Bu proteinin strese yanıt vermede ve stres hormonlarını ve stresi azaltabilen ve ruh halini iyileştirebilen oksitosin gibi sosyal hormonları düzenlemede rol oynuyor.
İnsanlarda ADM seviyeleri ne kadar yüksekse, beynin insula bölgesinin hacmi o kadar küçülüyor. Daha yüksek ADM seviyeleri ayrıca duygusal, ödüllendirici ve sosyal süreçlerde yer alan bir bölge olan beynin sol kaudatının da hacmini küçülmesiyle, aynı zamanda ADM seviyeleri erken ölüm riskinin artmasıyla bağlantılı görünüyor.
Proteinlerden bir diğeri olan ASGR1 geni tarafından sentezlenen asiaglikoprotein, yüksek kolesterol ve kalp-damar hastalıkları riskinin artmasıyla ilişkilendiriliyor.
Bilişim çağında her yaştan giderek daha fazla insan yalnızlığa mahkûm oluyor. Apartmanlarda insanlar birbirini tanımıyor. Selam vermeye çekiniyor. Sosyal izolasyon çığ gibi büyüyor. Vücudun moral hormonları sentezi sürekli azalırken istenmeyen protein ve buna bağlı stres hormonları sentezi artıyor.