.
Dava meselesi
Müslümanlık, hıristiyanlık, musevilik, tanrıtanımazlık dava değildir.
Cami, kilise, havra, sinagog, cemevi yapmak dava değildir.
Türk, yunan, alman olmak bir dava değildir.
Bu inanç, kimlik ve donanımla şekillenen bakış açın, davanın yol haritasıdır.
Çevrene yaşattığındır dava.
Kafanda mimarisini çizdiğindir dava.
Dilindir, uslubundur, zarafetindir, sunduğundur, hakkaniyetindir dava.
Karşılıksız verebildiğindir, özveriyle üretebildiğindir dava.
Saydam ve samimice yazıya dökebildiğindir dava.
İnanç,bilim, düşünce, adalet ve kültür kodlarıyla ördüğün toplumsal medeniyettir dava.
Bana yaşattığındır.
Komşuna tattırdığındır.
İşçine sunduğundur dava.
Sokaktaki halin, tavrın, eylemin, söylemindir dava.
Kaleminden damlayandır, terazinle tarttığındır.
Düşmana takındığın tavır, suçluya yaptığın muameledir dava.
Ölünce geri bıraktığın, doğanın kulağına fısıldadığındır dava.
Güneş gibi herkesi ısıtıp, aydınlatabilendir dava.
Demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına, temel hak ve ödevlere, özgürlüklerle barışık, saygılı kriterleri olandır dava.
Üstüne oturduğun, biriktirdiğin, gösterdiğin, gizlediğin, sakladığın değil; mertçe, saydamca ve onurla dağıtılabilendir dava.
Yani havadan, şekilden, ihtişamdan, gösterişten, kibirden, ihtirastan, yalandan arındırılmış, evrene bırakılabilen insanlık mirasıdır dava.
Herkesin "işte kalp, akıl, ruh, duygu, düşünce ve bedenimin vazgeçilmez gıdası bu" diyebileceği değerler manzumesidir dava.
Dava sahibi olmak için önce nitelikli bir insan olmak gerektiğini de hatırlatalım.
Ben kendimce evrensel bir portre çizdim.
Kimine bol, kimine dar, kimine gereksiz gelebilir.
Herkes dava tercihinde hürdür yeterki diğerlerinin ufkunu daraltmasın.
Sevgi, saygı, neşe, inanç, umut ve muhabbet
gönlünüzden eksik olmasın.