.
Sanat hiçbir düşünce akımının ve siyasetin emrine verilemez,girmemelidir...
Sanatçı hür olmalıdır...
Ona baskı yapılmamalıdır...
Durali Yılmaz Hocamızın güzel bir yazısı...
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
SANATÇI ARANIYOR
Sanatçı, millî olduğu kadar, evrevseldir de. Soy sanatçının eseri, insan ruhunda yeni bir pencere açar. Onun içindir ki,edebiyattan sinemaya, müzikten mimariye... bir şaheserle karşıkaştığımızda, dünyaya ve insanlara bakışımız değişişir. Çünkü böyle bir eser ortaya koyabilen sanatçnın, kendi dünya görüşü vardır; o, hiçbir ideolojinin etkisinde değildir, aksine ideolojiler, soy sanatçıların etkisindedir. Nitekim ideolojiler, gelip geçer ama şaheserler ve onları ortaya koyan sanatçılar hep ayakta kalır. Demek ki gerçek sanatçı, yalnız çağına değil gelecek çağlara da seslenebilendir. Bunun farkında olan Kanunî Sultan Süleyman: "Ben, cihan padişahı olduğum için değil,Sinan gibi bir mimar, Bakî gibi bir şair, benim devrimde yetiştiği için sevinirim," demiştir.
Charles de Gaulle'ün, ülkemize ziyaretinde söyledikleri dikkat çekiçidir: "Bakî'nin ülkesinde bulunmaktan mutluyum."
İnsanlığın beşiği olan Anadolu'nun, ayrık otlarından kurtularak, bir gün yeniden milletine ve insanlığa yepyeni bir hayat nefesi üfleyecek sanatçılar yetiştireceğine inancım tamdır. Batılılar, ortaçağ karanlığında boğulurken, aydınlık çağı yaşayan ve onlara işık olan Doğulular, bu vahşi ve karanlık çağa da bir ışık tutabilme birikimine sahiptir. Yeter ki bu birikimden güç alabilecek soy sanatçılar, tekrar bu topraklarda filiiz vermeye başlasınlar. "Yiğit, düştüğü yerden kalkar," denilmiştir.