.
Bu bayramda da herkesin dilinde “nerede o eski bayramalar “ cümlesi vardı
Gerçekten de öyle
Özellikle 30 yaş üzerindekilerin dilinde bu cümle daha çok dolaşıyor
Artık kimse eski bayramların tadını alamıyor
Bayramlarda kimse evine gitmiyor
Herkes tatil bölgelerine koşuyor
Akraba komşuluk ilişkileri sıfıra inmiş
Bu yüzdendir ki belli yaştaki insanlar bundan yakınıyor
Aslında bakarsanız birçok gelenek görenek de kaldırılmış durumda
Eski bayramlarda olup da şimdi yapılmayan birkaç geleneği hatırlatmak isterim
Eskiden bayramların bir manası, özelliği vardı; arefeden önce bayram hazırlıkları başlardı. Konu komşu bir araya gelip yardımlaşır; temizlik, bayram tatlısı ve diğer ikramlıkları hep birlikte hazırlardı.
Mahalle bakkalından çikolata alınır; yine mahalle kolonyacısından kolonya ya da esans doldurulurdu.
Bayramda ekmek çıkmaz; fırınlar çalışmazdı. Tek bir Bayram gazetesi çıktığından, gazeteciler de bayram tatili yapardı. Büyükler evlerinde misafir bekler, küçükler ziyaret için gezerdi.
Büyük küçük demenden herkes yeni kıyafetle bayramı karşılardı. Bu kıyafetleri almak da öyle kolay değildi; almak da giymek de fazlasıyla kıymetliydi.
Sabah erkenden kalkılır, bayramlıklar giyilir; ardından ailece kahvaltıya oturulurdu.
Bayramlar tatil değildi; tatile gitmek yerine büyükleri ziyarete gidilirdi.
Sadece akrabalar değil komşuları da ziyarete gidilirdi. Mahalle büyüklerinin kapısı çalınır teker teker eller öpülür, şeker toplanırdı.
Ziyaret edilen yaşlılar onları ziyarete geleceğini bildikleri çocuklar için, önceden en özel mendillere harçlık hazırlardı.
Avuç avuç yenen şekerler yetmez; bayram harçlıklarıyla pamuk helva, kağıt helva, elma şekeri, macun sırasına girilirdi.
Bayram mesajı diye bir kavram yoktu; hele akıllı telefonlarla kameralı görüşme yapma fikri hiç yoktu. Eskiden el öpmek, bayramlaşmanın tek yoluydu.
En büyük mutluluk konsol oyunları, bilgisayarlar, akıllı telefonlar değil; mahalleye gelen salıncaklara binmekti.