.
İki yıl önce" ne yapılmalı?"sorusunun cevabını yazmışız...
Yeni hükümet sistemi, modern ve hedefe gidiçi Bir uygulama içinde olmalı...
İki yıl önce TSK'nın nasıl olması gerektiğini yazmışız ...
Kimse dinlememiş...
Ha!
Fikri olan bir muhalefette yok!
Önümüzdeki beş yılda hangi program uygulanacak... Türkiye'ye neler kazandırılacak...
Bu konularda da bilgi sahibi değiliz...
Değişen dünyada, Silahlı Kuvvetler de dahil yeniden organize edilen bir devlet yapısına kavuşmamız ,gerek...
Benim adamın yanımda, o gerekeni yapar...
Beni tehlikelerden korur... Peki milleti tehlikelerden kim koruyacak...
Her alanda milletimize saldırı var... Milletimiz de savunmasız...
Uyuşturucu,kumar, fuhuş...Kara para...
Elektronik saldırılar karşısında toplum savunmasız...
Savunmayı sadece sınır güvenliği olarak da almayın...
Polonya'dan deli dana hastalığı olan karkas sığır eti alarak tüketmişiz...Bu Polonyalıların; "bu etler nasıl imha edildi ?" araştırmasıyla ortaya çıktı. Bu sağlık açısından Türk Halkına bir saldırıydı... Kimse üstüne gitmedi...
Bir de bu etleri Türk halkına yediren zatlar kimlerdir,açıklanmalıydı ki millet bu kişilerin yüzüne tükürsün...
Neyse...
Acil olarak yapmamız gerekenler...
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
……
KAZAKİSTAN, İDİL – URAL ALANI İLE KUZEY KAFKASYA’DA BULUNAN BİRÇOK ÇÖMLEK ÜZERİNDE YAZILMIŞ OLAN ÇOK ESKİ BİR TÜRK ATASÖZÜ:
Aşağıdaki koşa (beyit) KUTADGU BİLİG’de geçiyor.
Ancak, çok eski bir atasözünün yırlaştırılmış biçimi.
Biz de söyleşirken, yazarken, yır yazarken deyimlerin, atasözlerinin, kipleşmiş öğütlerin bilinçaltımızdaki izdüşümleriyle söyler, yazarız.
Geçenlerde, bir tanıdık KUTADGU BİLİG’i yermek için –daha doğrusu bu kaynağı çok işlediğim için dolaylı olarak beni eleştirmek için bu kaynaktan birkaç örnek verdikten sonra-: ”Bu YUSUF HAS HACİP de çok şeriatçı imiş!” biçiminde bir yazı yazmıştı.
Dilimize en büyük dil anıtını kazandıran, daha çok Müslüman olmayan başagutların sözlerinden örnekler veren bu öncü kesinlikle bildiğiniz türden bir şeriatçı değildir. Daha doğrusu, dönemin “YENİ İNANÇ AKIMI” içerisinde kalmış, buna karşılık Eski Türk İnancı ile değer yargılarını var gücüyle işlemiş bir kılavuzdur.
Yazdığı eserin adı da, bu eserdeki genel düşüngü de, Türkçe sözleri özkeylikle (sadakatle) işlemesi de, şeriattan çok daha sevgi - sevecenlikle “DOĞAL TÜRK İNANCI”nı işlemesi de O’nun bu yönünü göstermektedir. Bu kaynak çok büyük bir çabanın sonucudur.
UKUŞ İLE KÖRK
UKUŞ KÖRKİ TİL OL, BU TİL KÖRKİ SÖZ;
KİŞİ KÖRKİ YÜZ OL, BU YÜZ KÖRKİ KÖZ.
[Kavrayış - anlayış görkü - bezeği dildir, o dilin görkü söz;
Kişinin görkü yüzdür, yüzün görkü-bezeği göz.] -274. koşa (beyit)- KUTADGU BİLİG - Yusuf Has Hacib. -11.y.y. Karahanlı Türkçesi.
“Ukuş”, sözünde “Anlayış” sözünden çok daha geniş, yalın bir anlatma enginliği vardır. Ancak, yeterince karşılayabilecek bir söz yok! Bin yıl önce, üzerinden Arapça, Farsça çığı geçmemiş Karahanlı T.si günümüz Türkiye T.