Büyük Taarruz yapılırken milli duruşu olan kişilerin ruh dünyası. Raif Erişen'in yazısı Armağan Sungur ve Ahmet Çalıker'e çok teşekkürler. Bilgi edinmeniz dileğiyle...
Büyük Taarruz...
Geçen yıl paylaşmışız...
Daha dün gibi aynı heyecanı yüreklerde yaşıyoruz...
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
******
Büyük Taarruzda İstanbul...
Büyük Taarruz yapılırken milli duruşu olan kişilerin ruh dünyası.
Raif Erişen'in yazısı
Armağan Sungur ve Ahmet Çalıker'e çok teşekkürler.
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
31.08.2017 16:43:54: ?+90 505 291 04 02: 30 AĞUSTOS 1922 GÜNÜ İSTANBUL:
O günü anlatmaya Falih Rıfkı'nın anılarından başlamalı bence...
Büyük Taarruzun tarihi 20 ağustos günü Akşehir'de Mustafa Kemal tarafından tüm komutanlara savaş planı ile birlikte açıklandı. Ve o andan itibaren tüm dünyayla telsiz ve telefon dahil tüm haberleşme kesildi. İngiliz ve Yunan istihbaratının kesinlikle hiç bir şey öğrenmemesi şarttı. İstanbul'da herkes tedirgindi. Kimse güçlü düşmana karşı bir hücum beklemiyordu. Zaten duraklama devrinden beri yapılmış ve kazanılmış bir hücum yoktu. İstanbul sıcaktan yanıyordu..26 ağustosla birlikte İstanbul Rumları sevinç çığlıklarıyla taşkınlıklara başlamıştı. Yayılan haberler kötüydü. Türk ordusu hücuma kalkmış ve sert Yunan kayasına çarparak hezimete uğramış kaçmaktaydı. Falih Rıfkı, Yakup Kadri gibi vatansever gazeteciler gibi M.M (Müsellah Müdafa-i Milliye isimli TBMM nin tanıdığı gizli direniş örgütü) teşkilatı lideri Topkapılı Memet de tedirgindi. Ne oluyordu?...Bari birkaç küçük köyü geri alabilseydik. Hiç bir haber alınamıyordu. Haberleşme Büyük Postane altındaki telgrafla gizli olarak gece yarısı yapılabiliyordu . Topkapılı Memet ve teşkilatın tüm üyeleri hiç bir haber alamamaktan deliye dönmüşlerdi...Sanki karanlık bir dünya içindeydiler. Ama iktidar yanlısı ve işgal destekli gazeteler bir hücum ve akabinde bir bozgundan söz ediyorlardı...Moraller sıfırdı. Topkapılı Memet ve arkadaşlarının ağzını bıçak açmıyordu. Onca emek onca silah mühimmat boşuna mı Ankara'ya kaçırılmış, canı pahasına harcanan onca emek boşa mı gitmişti...30 ağustos günü gelen bir haber tuz biber ekmişti...Mustafa Kemal ve arkadaşları ve tüm karargah teslim olmuştu....Rumlar'ın taşkınlıkları artık dayanılmaz haldeydi. İstanbul Darülfünun öğrencileri derslere girmek istemiyor köşe başlarında birbirlerinden gözyaşlarını saklamaya çalışıyorlardı. Falih Rıfkı o akşam Büyükada'ya giderken bu korkunç haberi vapurda öğrenmişti. Adaya iner inmez arka yollardan evine kapağı zor atmıştı. En ağırına giden de Ada meydanında Rum'lara eşlik eden işbirlikçi yılışık bir grup Türk olmuştu. Gece gözüne uyku girmemişti. Her şey bitmiş olması bir yana Mustafa Kemal nasıl teslim olmuştu aklı almıyordu.
Falih Rıfkı gerçeği ertesi gün vapurdan Sirkeci'ye indiğinde öğrenecekti....
Topkapılı Memet öfkeyle evinden çıktı Sirkeci'de arkadaşlarıyla buluştu. İngiliz nöbetçilere aldırmadan Büyük Postane altına telgraf başına gittiler. Hala haber yoktu. Memet Ankara'yı meclisteki arkadaşları gizli şifreyle arayın dedi..Dışarda İngiliz nöbetçiler devriye geziyordu. Bu yapılan çılgınlıktı. Ankara'ya soru sorulmuş ama cevap yoktu. O korkunç sessizlik içinde bekleyiş sürüyordu...Gece sabaha karşı tan yeri ağarmak üzereyken birden telgrafın maniplesi tıkırdadı... Birisi Ankara diye telaşla fısıldadı . Makine başına üşüştüler. Telgraf tıkırdamaya devam etti bir mesaj geliyordu. Dışarda ortalık aydınlanmaya başlamıştı. Süleymaniyeli Çolak Naci mesajı eline aldı okudu titriyordu. Oku diye bağırdı Topkapılı Memet oku be adam...Süleymaniyeli ağlıyordu okurken " AFYON'U aldık DUMLUPINAR'DA DÜŞMANI EZDİK. TRİKOPİS VE KOMUTANLARINI ESİR ALDIK. MUSTAFA KEMAL PAŞA YUNAN ORDUSUNU İZMİR'E DOĞRU KOVALIYOR. İNŞALLAH YAKINDA İZMİR'DEYİZ...GAZAMIZ MÜBAREK OLSUN.....
Falih Rıfkı bunu şöyle anlatır; " Öyle anlar vardır sevinçten ölmediyseniz eğer dahada ölmezsiniz. Bunu bana yaşattığı için Atatürk'ten Allah razı olsun"
Falih Rıfkı ve Yakup Kadri gazeteye koşarlar. İlk baskıyı aceleyle yaparlar ama dağıtmak ne kelime gazeteleri pencereden atıyorlar kalabalık havada kapıyor insanlar gazeteyi öpüyor yüzlerine sürüyorlardı....Istanbul'da sevinç görülmeye değerdi....
İşte 95 yıl önce bugün böyle bir coşku vardı....
Bize bu zaferi bu sevinci yaşattıkları için başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tarihin akışını değiştiren bu kutsal zafere adını yazdıran, emperyalizme dur diyerek Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasını sağlamış, bu Kurtuluş destanında isimleri dağlara ovalara nehirlere yazılmış asker sivil herkesin mekanı Cennet olsun . 30 Ağustos herkese kutlu olsun.
Raif Erişen den alıntı.
Bu günün o günkü özeti.
Hepimize tekrar kutlu olsun