Cinsel istismarların önü arkası kesilecek gibi değil. Toplum çöküyor adeta.
Sokaklarda kıyamet kopsa da, sapıkların çoğaldığı ayan beyan görünüyor. İşin ilginci, cinsel istismarların çok azı ortaya çıkıyor. İstismar mağdurlarının çoğu söyleyemiyor.
Cinsel istismar, kişinin başkaları tarafından cinsel olarak kötüye kullanılması, suistimal edilmesi, istemediği halde başkalarının cinsel yönelimlerine hedef olması olarak tanımlanmaktadır.
Eğitimin zayıfladığı, geri kalmış toplumlarda, her cinsiyetten, her sosyal sınıftan veya meslek grubundan kişiler cinsel istismara uğrayabilmektedir. Ancak, ne yazık ki, istismara maruz kalanların çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturmaktadır.
Cinsel istismarın meydana gelme biçimi aleni ya da gizli gerçekleşiyor. Sözle, dokunmayla ve davranışlarla da cinsel istismarın fiilen gerçekleştirilmesi söz konusu olabilmektedir. Yeri ve zamanı belli olmayan bu istismar vakalarının önüne geçmek güçleşmektedir.
Cinsel istismar dışarıdan, tanınmayan kişilerden geldiğinde, başa çıkılabilmektedir. Sapığın tanındığı durumlarda ise engellenmesi veya karşı konulması zorlaşmaktadır.
Aile içi cinsel istismar durumlarında, kurbanın yaşadığı fiziksel ve ruhsal tahribat derinleşmekte ve tedavisi imkânsız hale gelebilmektedir.
Cinsel istismar, aslında cinsel şiddetin bir parçasıdır. İşaret ve dokunmadan tecavüze kadar oldukça geniş bir eylem zincirini kapsamaktadır.
Kapalı toplumlarda, eğitimin ve kişisel hakların gelişmiş olamadığı toplumlarda, cinsel istismar vakaları gizli kaldığı gibi, açığa çıkarılması, engellenmesi, mağdurlara gerekli desteğin sağlanması konularında ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır.
Genel ev çalışanlarının veya eşcinsellerin cinsel istismara maruz kalmaları, bazı kesimler tarafından oh olsun şeklinde değerlendirilmektedir. Oysa böyle bir eylemin ne olursa olsun onaylanması mümkün değildir. Bazı çakma din tüccarlarının etek giymeseydi, çıplak kolu görünmeseydi şeklindeki yorumları sapıkları savunmaktan başka bir şey değildir.
Cinsel istismarla sağlıklı mücadele için toplumun bütün bireylerinin cinsel istismarı suç sayması ve cinsel istismarı haklı kılmaya yönelik hiçbir gerekçeyi kabul edilemez olduğunu benimsemesi gerekir.
Hiç kimse cinsel istismara maruz kalmayı istemez. Aynı zamanda hiç kimse cinsel istismara maruz kalmayı hak etmez.
Cinsel saldırı, istismar, taciz vakaları her geçen gün artmaktadır. Uzmanlar bilinmeyenlerin bilinenlerden çok daha fazla olduğunu ifade etmektedirler.
İnsanı dehşete düşüren bu vakaların önüne geçmenin yolu, eğitim kadar cezaların, caydırıcı olmaktan ziyade korkutucu hale getirilmesidir.
Kapalı toplumlarda sapıkları ortaya çıkarmak zordur. Mağdurları ölümle tehdit edebilmektedirler. Oysa ölmeyi kendileri hak etmektedir.
Geçenlerde bir haber kanalının, sabah haberleri saatinde yaptığı ankette, sapıklara biçilen cezanın çoğunluğu idam şeklindeydi. Halkın tahammülünün zorlandığı vakalarda kanunun kamu vicdanını rahatlatması mümkün görünmüyor. Sapıkların çoğunluğu zaten sabıkalı çıkıyor. Dolayısıyla cezaların kamu vicdanını rahatlatacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor.