Malum bir süredir ekonomi memleketin en önemli konusu oldu.

Malum bir süredir ekonomi memleketin en önemli konusu oldu. Haftanın günleri içinde kararmayan gün kalmadı. Çarşambasını da pazartesini de gördü millet. Hem de kapkara pazartesiyi.

2021 yılının Kasım ayı sonları idi. İktidar sahipleri garip garip insanları ekonominin başına getiriyor, onlar da milletin anlamayacağı dillerle saçmalıyorlardı. 2021 Kasımın son pazartesi günü altın 1050, avro 20, dolar 18 TL’leri görmüştü. Kimisi daha da artar endişesiyle alan oldu. Ama çoğu yandaş elindekileri bozdurup ertesi günü voleyi vurmuştu. Neticede eski Merkez Bankası başkanı ve bazı ekonomistlere ceza kesmeye kalkışılmıştı. Oysa gözleri parlayan yeni bakan faizlerin artırılmayacağı tüyosunu vermişti. Gerçekten artmayınca döviz ve altın fiyatları yuları kopmuş dana gibi aldı başını gitmişti.

Fiyatlar geri mi geldi. Yandaş medyaya göre yerle yeksan oldular. Ama bir hafta sonra hepsi birden kafayı kaldırıp yollarına devam etmişlerdi.

Aslında uzağa gitmeye gerek yoktu. Cari açığın yüksek olduğu ülkede dövizin yuları kopuk gider. Türkiye gıdada bile çok sıkı ithalatçı oldu.

Buğday ithalatı artarak devam ediyor. Üretici ithalat politikaları yüzünden kazanamadığı için ekmiyor. Bakanlık ekmezsen kiraya veririm diye tehdit ediyor.

Hayvan ithalatı halen devam ediyor. Üretici süt fiyatlarındaki durağanlık ve yem fiyatlarındaki aşırı artış nedeniyle ineklerini kesmeye devam ediyor. Üç beş kuruş artırılan süt fiyatları dahi maliyetleri karşılamaktan uzak görünüyor. Rakamlar birbirini tutmuyor. Hayvan sayısı fazla görünüyor ama hayvan ithalatı garip bir şekilde devam ediyor.

Susam ithalatından tutun da kuru fasulye, mercimek, nohut ithalatları doludizgin devam ediyor. Mısır ithalatı 5 milyon tona doğru gidiyor. Palm ve palm çekirdeği yağı ithalatı milyon tona doğru gidiyor. Soya küspesi ve soya yağı ithalatı da az değil.

Yerli ve milli sloganları sadece lafta kalıyor. Veya maske olarak kullanılıyor. Otomotiv ve tekstil ihracatı dışında, yüz güldüren kalem sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Otomotiv kaleminde ne yazık ki cari açık da bulunuyor.

Zamanın maliye bakanı uyuyup uyanınca zengin olacağız demişti. Bunun için de altı aylık süre vermişti. Kaç tane altı ay geçti bilinmez ama altın kendini ikiden fazla katladı. Döviz de yine kendini ikiye katlamak üzere.

Hala daha memleketin gerçeğinden uzak bir tablo çizmenin anlamı yok. Paranın değerlenmesi için ithal kalemlerinin azalması, ithalatın ihracattan daha düşük olması gerekir.

Paranın değeri düşerse turist çok gelirmiş. Geldi de ne oldu. Paranın değeri arttı mı? Elbette hayır. Üretim ve ihracat ithalatı geçti mi? Elbette hayır.

Fabrikalar, büyük işletmeler tasfiyeye doğru ilerliyor. Tekstilcilerin önemli bir kısmı Mısır’a gitti. İşin kötüsü gençlerin umudu tükeniyor.