Çoğunlukla iklim bilimine inanan inananlar üzerinde yapılan bir çalışma, bilginin ve yanlış bilginin insanların gerçek algısını ne kadar kolay bulanıklaştırabileceğini gösteriyor.
Çoğunlukla iklim bilimine inanan inananlar üzerinde yapılan bir çalışma, bilginin ve yanlış bilginin insanların gerçek algısını ne kadar kolay bulanıklaştırabileceğini gösteriyor. Tekrarlanan yanlışlar şüpheleri güçlendiriyor ve doğruymuş algısı yaratıyor.
Avusturalya’da iki turlu olarak yürütülen araştırmalarda, iklim bilimine en çok inananların (yani "panikleyen" inananlar kategorisine alınanların) bile, şüpheci ve iklim yanlısı inançlarla ikinci kez karşılaştıklarında bunların daha doğru hissettikleri görünüyor.
Psikoloji araştırmalarına göre, insanların kendi inançlarını yansıtan ifadelerin doğru olduğuna inanma olasılıklarının daha yüksek olduğu belirtiliyor.
Tekrarlanan ifadelere göre algılar değişebiliyor. İnsanlar tekrarlanan ifadelere ne kadar çok maruz kalırlarsa, ifadeler o kadar geçerli görünüyor. Psikologlar bunu "doğruluk" -- veya daha resmi olarak -- "yanıltıcı doğruluk etkisi" olarak tanımlıyorlar.
Araştırma ekibi, iklim bilimine inandıklarını söyleyen kişilerin, iklim şüphecisi ifadelerle karşılaştıklarında nasıl tepki vereceklerini ortaya koymak için yürüttükleri araştırmanın ilk turunda 52, ikinci turunda 120 katılımcıyla çalışmış. Katılımcıların neredeyse tamamı (yüzde 10 hariç) iklim bilimine inanıyor ve bunu destekliyor.
Her iki çalışmada da katılımcılardan iklim şüphecisi, iklim bilimini destekleyen veya hava durumuyla ilgili dolgu ifadeleri olan bir dizi ifadenin doğruluğunu derecelendirmeleri istenmiş. On beş dakika sonra, bir dizi iddiayı daha incelemişler -- bunların yarısının önceki ifadeleri tekrarladığı ortaya çıkmış. Teste katılanlar daha sonra bu iddiaları "kesinlikle doğru"dan "kesinlikle yanlış"a kadar değişen altı puanlık bir ölçekte derecelendirmişler. İkinci turda katılımcılardan ayrıca iddianın bilimsel mi yoksa iklim şüphecisi mi göründüğünü belirlemeleri istenmiş.
Araştırmaya göre katılımcıların çoğu (%90) iklim bilimini destekliyor. İklim değişikliğinin bir sorun olduğuna da inanıyor. Ancak çok az eylemde bulunan "endişeli" kişilerden, iklim değişikliği konusunda en yüksek düzeyde endişe bildiren "panikleyen" kişilerden sadece çpok azı iklim değişiminin bir sorun olmadığına inanıyor.
İnançlarının gücünden bağımsız olarak, iklim bilimine inananlarla, iklim bilimine pek inanmayanlar, tüm iddialar tekrarlandığında geçersiz olan iddiaları da geçerli olarak değerlendirmeleri araştırmanın en ilginç sonucu.
İnsanlar iklim şüphecilerinin iddialarını, sadece bir kez tekrarlandığında daha güvenilir buluyorlar. Şaşırtıcı bir şekilde, tekrarlamanın bir sonucu olarak inançtaki bu artış, insanlar kendilerini iklim biliminin güçlü bir destekçisi olarak tanımlasalar bile gerçekleşiyor.
Sosyal olaylarda da insanlar benzer tepki gösteriyorlar. Birkaç kez tekrarlanan yanlışlar şüpheleri artırıyor ve yanlışa güven tesis ediyor. Şüphe çekme veya şüphelendirmek suretiyle yanlışa inandırmak tekniklerinden siyasetçiler çok fazla yararlanıyor. Bununla birlikte çok fazla tekrarlanan yanlışlar ters etki yapabiliyor.
Hava olayları, küresel ısınma gibi gelişmelerde de sıklıkla tekrarlanan yanlışlar iklim bilimine inanan insanlarda muhakemeyi güçlendiriyor ve yanlışa inanma algısını örseliyor.