Dolandırıcılık en genel anlamıyla aldatma amacı ile yapılan kasıtlı eylemdir. Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi, kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanılması, kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanılması, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması gibi daha çok sayıda üçkâğıtçılık olarak nitelendirdiğimiz eylemler dolandırıcılık içinde sayılmaktadır.
Dolandırıcılık, türlerine göre farklılık gösterebilmektedir. Arkeoloji, edebiyat, emlâk, belge sahteciliği vb. dolandırıcılık türleri vardır. Tarihimizde o kadar çok örnekleri var ki, dünyayı bile dolandıran insanlarımız var. Yenilerini hemen herkes biliyor. Eskileri, yaptıkları işlerle bir hatırlamakta yarar var.
Yerli dolandırıcılarımız içerde kurumsallaştıktan sonra kısa sürede dünyaya açılıverirler. Ayşe Benli'nin kumar çetesi Las Vegas'daki Venetino Casino'ya 2 milyon dolarlık kazık atarak ABDyi bile karıştırır. Poker oynarken yaptıkları hileler, bu oyunun uzmanları tarafından bile çözülemez. Hala aranıyorlar.
Çevirdiği dolaplar filmlere bile konu olan Sülün Osman her şeye rağmen halkın hayranlığını kazanmış bir isimdir. Ünlü sözlük Vikipedia’da dahi dolandırıcılığın anlamı verilirken, örnekte Sülün Osman verilir. Galata Kulesi ve Beyazıt Meydanı'nı bile İstanbul'a yeni gelmiş Anadolu'nun saf tüccarlarına "satma" yeteneğine sahiptir. Bu işleri filmlere dahi konu olmuştur. Sülün Osman'ın İstanbul'a yeni gelmiş, ürkek köylülerden şehir meydanındaki saate bakma parası bile aldığı söylenir.
Meşhur Raki, genelde yasa dışı işler yapanları dolandırmıştır. Bu nedenle kimse şikâyet edememiştir. Özellikle de azınlıkları dolandırmıştır. Raki'nin babası, tümgeneral Şemsettin Zobu, erkek kardeşi de Londra’nın ünlü iş adamlarından Kuzey Zobu’dur. Raki, dolar taşımanın suç olduğu yıllarda Almancı veya Amerikalı kılığına girerek büyük otellerde bavulla döviz satma vaadiyle onlarca kişiyi dolandırmıştır.
1980'li yıllarda banker furyası başlar. Yıllık enflasyon yüzde 30 iken aylık yüzde 12 faiz ile para toplayan bankerlerin başında Kastelli gelir. Milli gelirin 70 milyon dolar olduğu günlerde Kastelli, 100 milyar TL para toplar. Ancak iflas eden Kastelli yurt dışına kaçar. Yine ''Papatyalı banker'' olarak bilinen Banker Bako 1980'li yıllarda binlerce kişinin parasını batırır. Bankalardan kredi alırken imza yerine papatya resmi yaparak devletle adeta dalga geçer. Banker Bako Emlak Bankası'nı dahi dolandırır.
Selçuk Parsadan, Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde, “örtülü ödenek dolandırıcılığı” ile gündeme gelir. Parsadan, Aralık 1995 seçimlerinden önce, emekli Orgeneral Necdet Öztorun’un adını kullanarak, örtülü ödenekten 5.5 milyar lira alır. Sonra yakalanır ve cezaevine konur. Günlerce gazete manşetlerinden düşmez bu dolandırıcılık olayı.
Eyüplü Halit, tarihin isim yapmış ilk dolandırıcısıdır. İlk vukuatı İstanbul'un işgal altındaki son günlerinde kendi karakolunu kurmasıdır. Rumları karakola çağıran Eyüplü Halit kendisini komiser olarak tanıtır, Rum vatandaşlarımızdan sahte ihbarlarla rüşvet ister. O dönemdeki tehcir ve mübadele uygulamaları da yoğun olduğundan kimsenin sesi çıkmaz. Adeta soygun yapar. Çok güzel Rumca ve Fransızcası vardır. Eyüplü Halit'in Mussolini’yi dahi dolandırdığı anlatılır.
Sosyal medyanın olmadığı dönemler. Şimdiki dolandırıcılar da şeytana pabucunu ters giydiriyor artık.