Günlerdir sokakta, sosyal medyada, toplantılarda “Domuz eti” tartışılıyor.
Kim satmış?
Kim üretmiş?
Kim yemiş?
.
Ne biçim sükse yaptı domuz.
Yatıyoruz domuz,
Kalkıyoruz domuz.
.
Sebep?
Çünkü domuz eti Müslümanlara haram…
Katiyyen yemeyiz.
.
Evet yemeyiz.
Bize yedirenlere bakın siz.
.
Ama madalyonun diğer tarafı da var:
Müslümanlıkta sadece domuz eti haram değil ki…
.
Yalan söylemek, halkı aldatmak, insanları kandırmak, yanlış yönlendirmek de haram…
.
Çalmak, çırpmak, rüşvet almak haram…
.
Halkın malını yemek, mallarını satmak, maaşıyla oynamak, yoksullaştırmak, zora düşürmek de haram…
.
İnsanların haklarını yemek, adaleti sağlamamak da haram…
.
Yakınlarına, akrabalarına, arkadaşlarına, yandaşlarına çıkar sağlamak da haram…
.
Öldürmek, yaralamak haram…
.
Tecavüz, taciz haram…
Hak yemek haram…
.
Bunlar bizim ülkede var mı?
Var.
Peki bunlar neden “Domuz” kadar konuşulmuyor?
Çünkü alıştırıldık.
Artık bunlar bize normal gelmeye başladı.
Peki böyle olunca haram olmasından bir şey eksiliyor mu?
Hayır.
.
Ama biz illa da “Domuz” diyoruz başka şey demiyoruz.
.
İşin başka boyutu da şu;
Domuz eti yiyen kendisine zarar verir.
Ahirette gider hesabını verir.
.
Ya halkın malını çalanlar?
Devleti soyanlar?
Bunlar ahirette nasıl hesap verecek?
Kimden helallik isteyecek?
.
Bazı kaynaklarda “Domuz eti kasaplık etler sınıfına alındı” şeklinde yazsa da Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, bu dezenformasyon ve manipülasyonların gerçeği yansıtmadığını bildirdi.
O sebeple içiniz rahat olsun.
Yani yasal olarak “Domuz” kasaplık hayvan değil.
.
Her şey tamam.
Gelelim bu tarafa.
.
Domuz derisinden yapılmış ceket, ayakkabıyı, el çantası, bel kemeri kullanmıyoruz mu?
.
Market raflarında cicili biçili ambalajları içerisinde olan ve her gün çoluk çocuğun tükettiği hazır gıdaların içinde yok mu sanıyoruz?
.
Kozmetik ürünlerinde yok mu mesela?
.
Tedavi olmak için kullanılan ilaçlarda mesela yok mu?
.
Sizce Domuzun derisi, kılı, kemiği ve iç organları nerelerde kullanılıyor?
.
Ayakkabıların görünen tüm deri süetleri ve içlerinde kullanılan astarlar. Deri ceketler, dizlik, dirseklik ve bel kemerleri, deri mantoları, deri pantolonları. Hanım ve Erkek çanta ve cüzdanları derileri, ya da astarları, deri koltuk ve mobilyalar domuz derisinden yapılmış olabilir.
.
Gıda sanayiinde, un üretim tesislerindeki kıl fırçalarda, pastanelerde ve evlerde fırın ürünlerinin üzerlerine yağ, yumurta sürme fırçalarında, traş fırçalarında çoğunlukla domuz kılı kullanılıyor.
.
Kozmetikte kullanılan birçok fırçalarda domuz kılı vardır.
.
Yağlı boya ve badana fırçaları domuz kılından yapılıyor.
.
Gıdalarımızda ve ilaçlarımızda jelatin, L.Sistan, Heparin, kan plazma, kan sulandırma ilaçları ve çeşitli enzmler olarak karşımıza çıkıyor.
.
Kozmetikte saç, deri, sabun, krem, losyon, ruj gibi güzellik ürünlerinde domuz yağı pek ala kullanılıyor.
.
Kan plazmalarından, ameliyat malzemeleri ve preparatlarına, vitaminlerden çeşitli ilaçlara kadar domuzun karaciğer, pankreas ekstratlarınndan, kıllarına kadar her tarafı kullanılıyor.
.
Mesela Heparin ilacı çoğu hastaların mutlaka muhatap olduğu bir ilaç. Ameliyatlarda enjeksiyon işlemlerinde uzun zaman yatakta kalan hastalara kanın pıhtılaşmasını engellemek için kullanılan bir ilaçmış.
Heparin ya doğrudan kan damarına verilir ya da deri altına enjekte edilirmiş.
.
Mesela Şeker hastalarının olmazsa olmazı durumunda olan ünsilin ilacı domuzun pankreasından yapılabiliyormuş.
.
Akciğer rahatsızlıklarında kullanılan öksürük ve balgam söktürücü olarak domuz kılından elde edilen L.sistainin kullanılabiliyormuş.
.
Birçok ilaçta koyulaştırıcı, yapıştırıcı, dolgu yapıcı, kapsül yapıcı olarak domuz kemik ve derisinin kollageninden elde edilmiş jelatin kullanılıyormuş.
.
Haram olan Domuzun türevleri, sağlık açısından tüm insanlığa faydası var.
.
Ama haram olan soygunculuğun, yolsuzluğun (çalandan, çırpandan başka kimseye) hiçbir faydası görülmemiş…
KİM?
Tarihler 18 Eylül’ü gösterirken Çanakkale Boğazı’nda bir olay yaşanmış.
Habere göre bir kıyı emniyeti kılavuz kaptanı, Çanakkale boğazından geçiş sırasında gemiden rüşvet aldığı iddiasıyla suçüstü yakalanmış.
.
Kaydı, kuydu, kamerası hepsi varmış.
İtiraz edilecek bir durum yokmuş yani.
.
Münferit olay şeklinde sunulan haberde kılavuz kaptan görevinden uzaklaştırılarak soruşturma başlamış.
.
Buraya kadar tamam.
.
Bundan sonrası şöyle;
Bana gelen bilgiye göre yakalanan bu kılavuz şöhretli bir siyasinin yakınıymış.
İktidar partisinde görev yapan bu siyasinin kim olduğu merak konusuymuş.
Ama doğru, ama yanlış bilemem.
Bunu kılavuzun kim olduğunu bilen biri çıkıp açıklarsa bizler de doğru olup olmadığını anlayacağız…
BİR ANKETİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Bir anket şirketinin yaptığı araştırmaya göre katılımcıların yüzde 31.2’si “Kararsızım” demiş.
.
Diğer sonuçlara bakarsak;
CHP %22.8,
AKP %21.1,
MHP %6.6,
DEM Parti %6.4,
İYİ Parti %2.7,
Zafer Partisi %2.4,
Türkiye İşçi Partisi %1almış.
.
Öncelikler kararsızların birinici parti durumunda olmasıyla katılımcılar çok güzel bir mesaj yollamışlar partilere.
.
CHP’ye seçmen diyor ki: “Yumuşadım, Ayağa kalktım, El sıkıştım, Efendim dedim gibi lafları kaldırmıyoruz.
Sen muhalifsin, önüne bak!”
.
Şu ortamda bile hala kararsızlar 31 alıyorsa CHP politikalarında problem var demektir.
Ekonomi, yolsuzluk, işsizlik, maaşlar, dış politika, iç politika gibi nereden tutsanız elinizde kalan bir ülkede muhalefet hala birinci parti olamıyorsa CHP kendisine sormalı; “Biz nerede yanlış yapıyoruz?”
.
AKP ise bu sonuçlara bakınca bacak bacak üstüne atıp ortamı seyrediyordur.
Memleketi batırsa da, çalkalasa da, yerlere çaksa da yüzde 20 bandının üzerinde kemik oyu var.
Ne dese, ne yapsa kendisini alkışlayacak bir kitle var.
Bizi yönetenlerin bu şartlarda sokağa bile çıkmaması gerekirken hala iktidar olma şansı varsa onlar için mesele yok.
Hele hele böyle (kendi içinde bölünen, kendi arkadaşlarını doğrayan, partiyi bölmeye çalışan) bir Ana muhalefet partisi varsa, “On dönüm bostan yan gel Osman” demez mi?
Diyor zaten.
.
MHP’nin durumu da aynı.
Ne yaparsa yapsın yüzde 6 kemik oy var.
Bir gün önce karakucak daldığı hasımlarıyla ertesi gün el sıkışmış, onlara “Canım cicim”, “Olur böyle şeyler” demiş kimin umurunda.
Şimdilerde İsrail’e iki tane laf yolladı mı?
Hoop oylar geri gelir.
.
İYİ Parti’nin merkez sağa yerleşme politikaları henüz sonuç vermiş değil.
Zaten beraber ve kolkola yola çıktıkları da partiyi terk edip gidiyor.
Toparlaması mümkün mü, değil mi ileride görebileceğiz.
Ancak tekrar milliyetçilik politikalarına oynarsa DEM parti ile el sıkışanların oylarını alabilir.
.
Karasızların bu kadar yüksek çıkması sadece CHP için bir handikaptır.
İnsanlar hala ana muhalefete güven duymuyor demektir.
Ve hala “Kime verelim?” şeklinde düşünüyorlar demektir.
“İktidara vermeyelim de ne yapalım?” diyorlar demektir.
“Mevcut muhalif politikaları beğenmiyorlar” demektir.
.
Öyleyse?
Bu ülkeye bir parti lazımdır.
“Omurgalı, inanılır, güvenilir, vatansever” bir parti.
İnsanların gönlüne göre, isteklerine tercüman olacak bir parti.
.
Duyumlarım var elbet, böyle bir parti için girişimlerin olduğuna dair.
Merakla bekleyeceğiz.
Eğer iyi bir lider bulurlarsa, bu siyasi ortamda ortalığı siler süpürürler…
KURAN’DA MATEMATİK
“Ve de ki: Allah'a hamd olsun. O size ayetlerini gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan gafil değil” (27:93).
.
“Biz, onlara, ufuklarda ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz ki onun gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?” (41:53)
.
27:93 ayeti Kuran'ın vahyinden sonra, Allah'ın belirleyeceği bir zamanda önemli işaretlerin zuhur edeceğini,
41:53 ayeti ise, gerek ufuklarda ve gerekse insanlık alemi içinde “Zikrin” hak olduğunu kanıtlayacak işaretlerin açığa çıkacağını bildirir.
10:20 ayetinde ise Kuran'ın mucizesinin ileride ortaya çıkacağı anlatılır.
.
Kuran’da;
"Ay" (Şehr) kelimesi;
12 kez geçer.
"Gün" (Yevm) kelimesi; 365 kez geçer.
"Günler" (Eyyam ve Yevmeyn); 30 kez geçer.
"Şeytan" ve "Melek" kelimeleri eşit sayıda; 88'er kez geçer.
"Dünya" ve "Ahiret" kelimeleri eşit sayıda; 115'er kez geçer.
"İman" ve "Küfr" kelimeleri eşit sayıda; 25'er kez geçer.
"Adalet" (Qıst) ve "Zulüm" kelimeleri; 15'er kez geçer.
"Güneş" (Şems) ve "Işık" (Nur) kelimeleri 33'er kez geçer.
.
19 Kodlu Matematiksel Sistemin Bazı Örnekleri
.
*Kuran'ın ilk ayeti Besmele 19 harftir.
*Kuran 114 (19x6) sureden oluşur.
*Kuran'da, numarasız Besmeleler dahil 6346 (19x334) ayet vardır. Bu sayının rakamları 6+3+4+6= 19 'dur.
*İlk vahyedilen 96. sure sondan 19. suredir.
*Besmele, 9. surenin başında bulunmaz; fakat bu kayıp Besmele 19 sure sonra, iki Besmele'ye sahip 27. surenin 30. ayetinde tamamlanır. Böylece Kuran'daki Besmele tekrarları 114 (19x6) olmaktadır.
*Kayıp Besmele'yi tamamlayan Besmele'nin sure ve ayet numaralarının toplamı 19'un katıdır. 27+30=57
Besmele'deki her kelimenin Kuran boyunca tekrarlanma sayıları hep 19'un katlarıdır:
*İsim 19 kere; 19x1
*Allah 2698 kere; 19x142
*Rahman 57 kere; 19x3
*Rahim 114 kere; 19x6
.
Diğer örnekler şunlar:
"Allah" kelimesinin geçtiği tüm ayetlerin numarasını tekrarsız olarak toplarsanız, toplam: 118123 (19x6217).
Son kelimesi "Allah" olan biricik sure 82. sure olup "Allah" kelimesi 19. ayettedir. Ve bu, sondan 19. "Allah" kelimesidir. Bu sure 19 ayete sahip ilk suredir.
Allah için kullanılan "Wahdehu" kelimesinin ayet ve sure numaralarını tekrarsız olarak toplarsanız sonuç 361 (19x19) dir.
Kuran'da geçen tüm tam sayıları tekrarsız olarak toplayınız. Bu 30 tam sayının toplamı 162146 (19x8534) dir.
Kuran, bu 30 tam sayıya ek olarak 8 kesirli sayı içerir: Demek ki, 30 tanesi tam sayı ve 8 tanesi kesirli sayı olmak üzere Kuran'da 38 (19x2) adet sayı bulunur.
Her suredeki ayetlerin toplam sayısından sonra o suredeki ayetlerin numaralarını tek tek yanyana yazarak Kuran boyunca bunu sürdürürsek elde edeceğimiz 12692 rakamlı uzun sayı 19'un tam katıdır.
.
Kuran'ın ilk suresi Açılış'ın yapısındaki matematiksel sistemden bir kaç örnek;
Sure numarası olan 1 rakamından sonra ayetlerinin numarasını sırasıyla yanyana koyarak elde edeceğiniz 11234567 sayısı 19' un tam katıdır.
Ayet numaraları yerine bu ayetlerdeki harflerin sayısını yanyana koyduğunuzda oluşan 119171211191843 sayısı da 19'un tam katıdır.
Ayetlerin harf sayısından sonra ebced değerlerini yerleştirirseniz elde edeceğiniz 38 rakamlı 11978617581126181124119836181072436009 sayısı da 19'un katıdır.
Bu sayıya her ayetin numarasını da yerleştirirsek 111978621758131261841124151983661810727436009 sayısını elde ederiz ve bu da 19'un tam katıdır.
Açılış suresinin numarasından sonra toplam ayet sayısını, toplam harf sayısını ve toplam ebced değerini yanyana yazdığınızda elde edeceğiniz 1713910143 sayısı da 19'un tam katıdır...
29 surenin başında 14 harften oluşan 14 değişik harf kombinezonu bulunur. 29+14+14 = 57 (19x3)
Q harfi ile başlayan iki surede toplam 114 (19x6) Q harfi vardır.
50. surenin 45 ayeti vardır. Bunları toplarsanız sonuç 95 (19x5) tir.
42. surenin 53 ayeti vardır. Bunları da toplarsanız sonuç 95 (19x5) tir.
50. surenin ilk ayetinde Kuran için kullanılan "Mecid" isminin ebced değeri o sure içindeki Q'ların sayısına eşit olup 57'dir. Q suresindeki Q'ların geçtiği ayetlerin numarasını topladığınızda toplam 798 (19x42) dir. 42 sayısı ise Q harfi ile başlayan diğer surenin numarasıdır. Kuran'da numarası 19 olan tüm ayetlerdeki Q harflerinin toplam sayısı 76 (19x4)'tür. Kuran boyunca Lut peygamberin halkının "Qavm-i Lut" diye adlandırılması ve sadece bu surede bunun yerine, içinde "Q" harfi bulunmayan "İhvani Lut" şeklinde adlandırılması dikkat çekicidir (50:13).
N (Nun) harfi sadece 68. surenin başında bulunur. Bu suredeki N'lerin sayısı 133 (19x7) dir.
N (Nun) harfine sahip Yunus peygamberin ismi, sadece bu surede "N" harfine sahip olmayan "Sahibil Hut" yani "Balık adamı" ifadesiyle geçer (68:48). Nitekim 21:87 ayeti Yunus peygamberi "Zan-Nun" yani "N harfine sahip kişi" diye tanımlayarak, Nun suresindeki farklı isimlendirilmesine dikkatimizi çekmektedir.
SS (Sad) harfi üç surenin başında bulunur. 7., 19. ve 38. surelerde SS harfi toplam 152 (19x3) kez tekrarlanır. Bu matematiksel sistemle 7:69 ayetindeki "Bastatan" kelimesinin "SS" (Sad) harfiyle değil "S" (Sin) harfiyle yazılması gerektiği ortaya çıktı. Birçok Kuran nüshasında yanlış olarak yazılan bu kelimenin en eski kufi nüshalardan olan Taşkent nüshasında, "Sin" harfiyle yazılmış olması, 19 kodlu matematiksel sistemi doğrular ve Kuran'ın insanlar tarafından değil, matematiksel sistemle harfi harfine Allah tarafından korunduğunu kesin şekilde kanıtlar (15:9).
36. sure Y ve S harfleriyle başlar ve bu iki harfin bu suredeki toplam tekrar sayısı 285'tir, yani 19x15.
'A.S.Q. harflerinin toplam sayısı 209'dur, yani 19x11
19. sure beş harf ile başlar, yani K, H, Y, A' ve SS . Bu beş harfin bu suredeki toplamı 798'dir, yani 19x42.
HH. M. harfleriyle başlayan 7 surede bu iki harfin toplam tekrar sayısı 2417 olup 19x113'tür.
.
Matematiksel bir gerçek olduğu ortada.
Bunu o zamanın şartları ile yazmak, hesaplamak sizce mümkün müydü?