Siyasette sadakat yarışı yapılsa ilk beşte tamamlar. Hani parti genel başkanı iken bir daha yüzüne bakamayacakları insanlara ağır laflar edip sonra yere göğe sığdıramayanlar var memlekette.
Bir tane fazla olması çok fark etmez. Kendisi sayelerinde milletvekili oldu, hayatı kurtuldu. Mevcut seçim sistemi ile ağzıyla kuş tutsa vekil olamazdı. Zaten kimi temsil ettiği de belli değil. Yine yandaşlık yaparak çocuğunu mecliste işe başlatmıştı. Torpille işe başlatmıştı. Memur oldu ve ömür boyu birilerinin hakkını yiyecek. KPSS sınavında birinci olsaydı dahi bir elemeye tabi tutulması gerekirdi. Yanlış bir yerde durduğunun farkında bile değil. Kaldı ki kızının aldığı maaşın haram olabileceğini düşünsün.
İktidar sahipleri kaynak yaratmada ve har vurup harman savurmada epey uzman oldular. Devletin kaynaklarını yap işletçilere yedirirken, İsrail bize saldıracak yalanıyla kredi kartlarından haraç almayı da gündemlerine aldılar. Kredi kartlarında biriken ve geri ödemesi güçleşen, asgari limiti ödeme güçlüğü çekenler milyonları aşarken, limiti 100 bin liranın üzerinde olan kart sahiplerinden milli savunma fonuna 750 lira haraç kesmeyi planlıyorlar.
Ücretlilerin, özellikle emeklilerin ucuz ekmek, ucuz yemek kuyruklarına girdiklerini herkes görüyor. Hal böyle iken, kredi kartı borçlarını yapılandırmaya çalışanlardan haraç alınırken yandaş müteahhitlerin milyonlarca dolar vergi borçlarının silinmesi adil bir uygulama olarak kabul edilemez. Ancak sayın Destici diyet borcunu ödemesi lazım. Yediği ekmeğin hakkını vermesi lazım. Ne demiş bakalım:
100 bin liranın üzerinde kredi kartı kullanan, devlete 750 lirayla savunma sanayiine destek verecek. Ver kardeşim! Vermezsen sonun Suriye, Irak, Filistin gibi olur. Mehmetçik canını, polis kanını, güvenlik koruyucusu ailesini veriyor; sen 750 lira vermişsin, çok mu! Onların derdi, bunların takımı, savunduğu siyasetçilerden biz ne duyuyoruz? Bunlar milliyetçileri değil, DEM'lileri savunurlar. Bunlar Türkiye ile Yunanistan karşı karşıya geldiğinde Yunanistan'ı, Batı'yı, Ermenistan'ı savunurlar." Biraz eleştiri görünce bankalara seslenip kartlarını iptal edin dedi.
Milliyetçilik kimlerin eline kalmış üzülmemek elde değil. Anayasanın dördüncü maddesi değişsin diyenlere tek laf etmeyen bu zatı muhterem, S-400’lere milyarlarca dolar verip kullanamayan, üstelik hava savunmasını S-400’ler yüzünden topal ördeğe çeviren iktdar sahiplerine laf edemeyen muhterem haraç vermezseniz Filistin gibi olursunuz diyebiliyor. Bir hatırlatma daha yapalım:
1923 Lozan Antlaşması’nın 12. Maddesi ile Yunanistan’ın kullanımına verilen 23 ada, gayri askeri statüde olmasına rağmen silahlandırıldı. Aydın, Muğla ve İzmir il sınırları içindeki Türkiye’ye ait 20 ada ve iki kayalık da Yunanistan tarafından işgal edildi. Bütün bunlar sayın Destici’nin savunduğu iktidar döneminde oldu. Aslında bir adım daha gitmeliydi. Bankalara kart iptali önerisi yerine yandaşlıkta sınır tanımadığı iktidara vatandaşlıktan çıkarılmalı önerisi yapmalıydı.