Çanakkale'de ilk defa, Çanakkale Savaşları ve Şehitlerimizle ilgili toplantı, 1983 yılında düzenlendi... O yıldan bu yana birçok toplantı yapıldı... Bu toplantıların sadece birisine, Manisa Celal Bayar Üniversitesi 'nde görevli olduğum dönemde katılamadım. Diğer bütün toplantılara katıldım. Bu toplantılara, ülkemizin en saygın bilim adamları katıldı. Şimdi, çok tanınan birçok bilim adamı da bu toplantılara katıldı. Entelektüel bilim açısından, hem tarih hem edebiyat hem de sosyolojik bilgi açısından çok güzel bilgiler verilmişti... Burada sunulan bilgiler bir kitap haline de getirilebilirdi;ancak, bu yapılamadı... Düzenleyicilerde böyle bir vizyon da yoktu. Bunlar belge ve bilgi olarak elimizde olsaydı çok da güzel olurdu . Olmadı... Sonra, Üniversitemiz kuruldu. Bu dönemde, Atatürk ve Çanakkale Savaşları 'nı Araştırma Merkezi kuruldu. İlk müdürlüğünü de Prof. Dr. Erlan Türkmen Hocamız yapmıştı... Bu merkez vasıtasıyla birçok faaliyet yapıldı ve ayrıca bir de çalışmaları kapsayan bir il yıllığı dergi olarak yayınlandı... Güzel de oldu...

Dışarıdan gelen bilim adamlarının etkisiyle de Çanakkale yaşayan bir avuç arkadaş kendiliğinden biraraya gelerek bütün bilgilerimizi ortak bir havuzda buluşturmak için çalışmalara başladık. Bu çalışmaları Müdürlüğünü Hüseyin Yıldız Ağabey'in yaptığı Cumhuriyet İlkokulu'nda hem de kimseden izin almadan, imece usulü biraraya gelerek yaptık. Bu çalışmalara Rahmetli Mehmet İhsan Gençcan, Rahmetli Hüseyin Uluarslan, Rahmetli Ekrem Boz, Rahmetli İsmail Hakkı Kocaeren, Rahmetli Halis Tonka ve yine başta ben olmak üzere, yirmi kadar da arkadaşımız katılmıştır. Burada ana omurga Çanakkale Eğitim Araçları'nda görevli tüm arkadaşlar da vardı.

Önce, anlatım birliği için Rahmetli Ekrem Ağabey, bir anlatım formatı oluşturdu. Bu formatın içini doldurduk. Ben, GKB Yayınlarını satın alıp getirdim. Oradan birçok bilgiyi anlatıcılara aktardık. Rahmetli Mehmet Ağabey, anlatımın etkili olması için menkıbe ve halk söylencelerini, yani momeratları  bu anlatımlara kattı. Yanlış bilgiler ayıklandı. Arazi çalışması yapıldı. Böylece bir anlatıcı kadro oluşturuldu... Bunlar, ücret almadan Çanakkale 'yi ve Şehitlerimizi anlattılar... Her geçen yıl ilgi artıyordu. Bu ekibe, daha sonra Kenan Çelik Arkadaşımız katıldı ve böylece karşı tarafın da Çanakkale' ye nasıl baktığını öğrenmiş olduk.

Sonra, Çanakkale üzerine yayınlanan her şeyi topladık.

Çanakkale 'ye ilgi çığ gibi büyüdü... Sonra, Rahmetli Halis Tonka' nın gayreti ve çalışmasıyla Milli Parklar için uygulanan Alan Kılavuzluğu  sistemi Yarımada'ya getirildi... Böylece, anlatımlar formatlandı. Yarımada'da turizm faaliyeti arttı.

Bu sefer, kokartlı rehberler de Çanakkale gelip anlatmaya başladılar ;ancak, coğrafyayı tam bilmediklerinden başarılı olamadılar. Daha sonra Alan Kılavuzları içinden kokartlı Rehberliğe geçenler ise çok daha başarılı oldular. Şimdi, anlatımla ilgili olarak genel iktidarın ortaya koyduğu ilgisizlikten dolayı bir kaos ve yargı süreçleri sürgit devam etmekte. Bu da bizi üzmekte...

İşte, tam da bu süreç içinde Çanakkale Savaşları Enstitüsü,  Ahde Vefa programı düzenleyerek Çanakkale Kahramanları'nın torunlarına, dedelerini anlattırdığı bir faaliyeti  gerçekleştirdi... Ben de çok hasta olmama rağmen bu programı takip etmek için Troia Kültür Merkezi, Rahmetli Dekanımız Prof. Dr. Sevim Buluç Salonuna gittim.

İşte, tam da burada büyük bir hayal kırıklığı yaşadım .  Dört yüz kişilik salonda, program başladığında yetmiş altı kişi vardı... Bir Hocamız sınıfını getirerek sayıyı yüze kadar çıkarttı...

Bizim Kahramanlarımıza da ahde vefamız yokmuş, diye düşündüm.

Bilim Adamı, eğer entelektüel alt yapısı varsa bilim adamı olur. Yoksa, ders anlatan kişiden ileriye geçemez.

Entelektüel bilgi, içinde yaşadığın toplumun tarihini, coğrafyasını, kültürünü, sosyolojisini, diğer milletlerle olan ilişkisini,başta tiyatro, resim, heykel, müzik olmak üzere sanatsal üretimlerinin tamamından haberdar olmayı gerektirir...

Bu toplantı tam da bu iş için bulunmaz bir fırsattı. Biz bu fırsatı iyi değerlendiremedik.dört yüz kişilik bir salonu dolduramadık...

Burada kimler olmalıydı?

1- Üniversitedeki tüm akademik kadro...

2- Üniversitedeki tüm idari kadro...

3- Üniversitedeki elli bin öğrenci...

4-Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığındaki tüm personel...

5-İçinde, bir Kültür Müdürü de olduğu söylenen Çanakkale Belediyesi 'nin bin iki yüz kadar personeli... Meclis üyeleri, meclisi teşkil eden siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulları...

6- Çanakkale' de bulunan tüm dairelerin  amirleri ve çalışan kadroları...

7- Çanakkale'de bulunan ve sayıları dört yüz elli kadar olan STK'ların tüm yöneticileri...

9-Boğaz ve Garnizon Komutanlığı'nın tüm personeli...

10- Jandarma Komutanlıklarının tüm personeli...

11- Tüm kuvvetlerin hep birlikte savaştığı ilk savaş olduğu için Hava Radar Mevzii Komutanlığının tüm personeli.

12-En önemlisi de duyarlı olduğunu bildiğimiz Çanakkale Halkı' nın tamamı...

13-Kokartlı Rehberlerin  tamamı...

Bu saydıklarım ve benim unuttuğum ama, salonda olmayan herkes...

Hepiniz sınıfta kaldınız...

Yazık!

Kimlere teşekkür etmeliyiz...

1- Valimiz Sayın Doç Dr. Ömer Toraman' a.

2- Bu faaliyeti  düzenleyen Çanakkale Savaşları Enstitüsü'ne.

3- ÇOMÜ, Tarih Bölümü Başkanı ve iki Öğretim Üyesi' ne..

4- Gelibolu Yarımadası Tarihi Alan Başkanlığı Alan Kılavuzları'na...

5- Entelektüel bilgi için salona gelmiş bazı Akademik personele...

6- Faaliyete katkı sunan gençler...

Tabii ki boş salona konuşmaktan kaçınmayıp dedelerini anlatan, Binbaşı Faik Bey'in Torunu Sayın Erdal Kabatepe 'ye, Fahrettin Altay Bey' in Torunu Sayın Hasan İnsel'e, Hüseyin Avni Bey'in Torunu Sayın Hüseyin Avni Tanman'a, İzzettin Çalışlar Bey'in Torunu  Sayın İzzeddin  Çalışlar'a, Binbaşı Halis Ataksor Bey'in  Torunu Sayın Serdar Halis Ataksor'a ve Mehmet Nuri Conker Bey'in  Torunu Sayın Yasemin Conker'e binlerce teşekkür ederim.

Var olun...

Dedelerinizle gurur duyuyorduk, şimdi sizlerle de  gurur duyuyoruz...

Sağ olun...

Daha ağır şeyler yazmamak için kendimi zor tutuyorum. Şehit ve Gazilerini unutanları da Allah 'a havale ediyorum...

Yazık!

Bilgi edinmeniz dileğiyle...

******

Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...