Ülke ne hale geldi bunlar nelerle uğraşıyor.

Ahlak, namus bitti neredeyse.

Şu habere bakınca isyan ediyor insan.

"9 Aylık bebeğe taciz etti…"

.

Bu tacizci hakkında aklıma gelen tüm küfürleri sıralayabilirim.

Hatta yenilerini bile üretebilirim.

Ama ne fayda!

.

Değerler kaybolunca bu ve bunun gibilere daha çok rastlayacağız.

.

"Ekonomi baş sebep" diyor toplum bilimciler;

Ekonomi kötüye gittikçe, değerler sıfırlanıyor.

Din dahi etkili olamıyor.

.

Peki ne yapacağız?

.

S&P kredi notunu açıklamış.

Türkiye'yle aynı kredi notuna sahip ülkeler le beraber verilen kredi notu 'Yatırım yapılabilir' olarak kabul edilen seviyenin 3 kademe altında yer almış.

.

Peki, bizimle aynı seviyedeki ülkeler hangileriymiş?

.

Güney Afrika, Özbekistan, Ermenistan, Benin, Ürdün, Jamaika, Honduras gibi.

.

Ekonomist Mahfi Eğilmez anlatıyor;

“En son 65 liraya aldığım kartuş 840 lira olmuş. Şaşırdım. Kırtasiyeci dedi ki, kartuş 65 lira iken dolar 7 liraydı.

Böldüm kartuş o zaman 9,7 dolarmış, şimdi 24 dolar çıktı. Dolar bazında 3 katına çıkmış. Dünyada böyle bir şey yok.”

.

ENAG verilerine göre ekim ayında enflasyon aylık bazda yüzde 5,57 artarken yıllık enflasyon yüzde 89,77 olarak gerçekleşmiş.

.

Dağlar kadar eriyen paramız var ama aldığımız zam fındık kabuğunu doldurmuyor.

.

Her işin başı ekonomi.

Bu iktidarın beceremediği bir şey yani.

.

Gündemi saptırmak için bin türlü atraksiyon içindeler.

Yok terörist Öcalan gelsinmiş,

Yok Kayyummuş.

Bakalım başka ne türlü bir gündemle çıkılacak kaşımıza.

.

Böyle oldukça bu ortamda daha nice Narinler, Şirinler katlolacak…

.

Bu arada 9 aylık tacizcisi cezaevinde intihar etmiş!

 

İĞNECİLER SINIFI

Bu aralar sosyal medyada bu yazı oldukça sık dolaşıyor.

Okumayanlar için aktarmak istedim.

Belki birileri ders alır diye.

.

Türkiye'nin en önemli liselerinden olan İstanbul Erkek Lisesi, 1925 yılında enteresan bir olaya sahne olmuş.

.

Öğretmene şaka yapmak isteyen bir öğrenci tüm sınıfın kaderini değiştirmiş.

Nasıl mı?

.

Okuyun.

.

İstanbul Lisesi’nin onuncu sınıf öğretmeni Salih Hoca ile öğrenciler arasında garip bir olay gerçekleşmiş.

.

Öğretmen sandalyesine bir iğne yerleştiren öğrenciler, pusuya yatıp Salih Hoca’nın iğnenin üstüne oturmasını ve sonra olacakları izlemeyi düşünmüşler.

.

Öğretmen zili çalınca o sınıfta dersi bulunan Arapça öğretmeni (Salih Hoca) sınıfa girmiş.

.

Sandalyeye oturacağı zaman cübbesini iki eliyle düzeltirken eli bir iğneye değen Salih Hoca, durumu anlar ve sandalyeye oturmamış.

Deftere imzasını attıktan sonra;

“Ben bu muameleye layık değildim, sizlere çok teessüf ederim” diyerek sınıfı terk etmiş.

.

Meseleyi Müdür Besim beye bildirmiş ve istifasını vermiş.

.

Ondan sonra hızlıca araştırmaya geçen disiplin kurulu, işin failini bir türlü bulamamış.

.

O sınıfın dersleri durdurulmuş ve araştırmalar devam etmesine rağmen hiçbir öğrenci itirafta bulunmamış.

.

1925 yılının öğretmenler toplantısı olduğu sırada çaylar içilirken, odaya lisenin güvenliği ile içeri giren Müdür şöyle demiş;

“Muhterem hocamız Salih efendinin sandalyesine iğneyi koyan iğneci sınıfın tamamen ihracına karar verdik. Çünkü failini ele vermiyorlar…”

.

Sonrasında ise sınıftaki 41 öğrenci İstanbul Erkek Lisesi’nden, Bursa Lisesi’ne sürgüne gönderilmiş.

.

Olaydan seneler sonra ise Salih Hoca'nın sandalyesine iğneyi koyan kişinin başka sınıftan olduğu anlaşılmış.

.

 Ama İğneciler olarak adlandırılan ve Bursa’ya sürgüne gönderilen sınıf çoktan mezun olmuş tabi.

.

1925 yılında İstanbul Erkek Lisesi'nin 10’uncu sınıfında, yani “İğneciler” arasından kimler varmış, kimler?

.

228 Sait Efendi:

Arkadaşları arasındaki lakabıyla H2O, yani "Sulu Sait".

Yani, ünlü hikâyeci Sait Faik Abasıyanık.

697 Rahmi Efendi:

Ünlü hekim, politikacı, şair ve akıl hastalıkları uzmanı Dr. Rahmi Duman.

748 Saffet Efendi: Ünlü hukukçu Saffet Nezihi Bölükbaşı.

725 Feridun Efendi: Ünlü gazeteci ve yazar Hikmet Feridun Es.

Sabri Efendi: Türk politika ve diplomasi hayatının unutulmaz isimlerinden, eski Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil.

Sıtkı Efendi: Demokrat parti döneminin ünlü bakanlarından Sıtkı Yırcalı.

.

Hikmet Feridun Es’in şu sözü çok meşhurdur. “Biz 43 iğneci idik. Fakat sonradan o kadar çok kişi iğneci sınıftan olduğunu iftiharla iddia etti ki, hayret etmemek mümkün değil…”

.

Dr. M. Fuad Umay diyor ki;

"Koca sınıf Bursa’ya sürülüyor, veliler müdürün odasını basıp tehdit etmiyor. Disiplin kurulundaki hocalar tehdit edilmiyor. Kalitenin tesadüf olmadığı, ahlaklı olmanın kişiye ve topluma ne kadar büyük bir etkisi olduğunu tekrardan anlamış olduk."   

Yıl:1926

Gürbüz Türk Çocuğu Dergisi

 

GÜZEL BİR YAZI

Benimle kavga edilmez,

Çünkü tat vermez...

Mesela,

Biri "Seni yenerim" dediğinde

"Yenersin" derim,

Çünkü burası dünya bu dünyada "Sahiler" kadar "Adiler" de var bilirim...

.

Biri "Seni geçerim" dediğinde "Mümkün değil" demem,

"Geçersin" derim.

Çünkü bu dünya her türlü hile hurda yeri bilirim...

.

Biri "Ben senden zekiyim" dediğinde

"Niye? Ben aptal mıyım?" demem,

"Doğrudur" derim,

Çünkü bu dünyada her zekâ farklı çalışır,

Kimi çakallığı zekâ sanır kimi insan kalmayı...

.

Biri beni küçümsediğinde,

Gocunup "Neden?", "Niye?" diye sormam,

Çünkü gerçekte cacık olamamış insanların

Bir tas yoğurt görünce kendini "Hıyar" sandığı bir dünyada küçümseyen, büyümez…

Benden ise biri "Küçümsedi" diye bir şey eksilmez...

.

Biri bana hakaret ettiğinde sinirlenmem,

Çünkü kapasitesi ona yeten insanlara çocukken alamadığı terbiyeyi iki kelamla ben öğretemem...

O yüzden benimle kavga edilmez

Dedim ya "Benimle kavga tat vermez..."

alıntı

 

GİRİŞ YASAK!

Sizlere şu sıralar gündemde olan "Halilağa Bakır Madeni Projesi" ile ilgili bazı bilgiler vermek istedim.

.

Zira yine CHP Milletvekilinin iddia ettiği gibi 1 milyon ağacın kesileceği tahminleri gündeme düşecek gibi.

.

Süreç şöyle ilerlemişti;

Halilağa Bakır Madeni Projesi kapsamında bir ÇED süreci başlatıldı.

İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) Toplantısı 13 Ekim 2022 Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’nde yapıldı.

.

14 Mart 2023 tarihinde yeniden ÇED olumlu kararı verildi.

.

Şirket başlattığı proje kapsamında 15/09/2020 tarihinde Halkın Katılım Toplantısı, 10/02/2021 tarihinde İDK toplantısı gerçekleştirilmiş ve bu süreçteki

tüm itirazlara rağmen projeye 26.07.2021 tarihinde “ÇED Olumlu” kararı verildi.

.

Ancak “ÇED Olumlu” kararının iptali için üç ayrı dava açılmıştı:

1. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Çanakkale Tabip Odası, İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şubesi, Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği, Ayvalık Tabiat Derneği, Ege ve Marmara Belediyeler Birliği ve yörede yaşayan 81 vatandaş.

2. TEMA Vakfı ve Çan Çevre Derneği

3. Ziraat Mühendisleri Odası ve Çevre Mühendisleri Odası

.

Çanakkale 1. İdare Mahkemesi, bilirkişilerin söz konusu alanda yapılacak projenin doğal ve kültürel varlıklar üzerinde geri dönüşsüz tahribata neden olacağı görüşüne istinaden Çanakkale 1. İdare Mahkemesi 17.06.2022 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı verdi.

.

Ardından 13 Aralık 2023'te Çanakkale 1. İdare Mahkemesi projenin ÇED olumlu kararını bilirkişi görüşlerine dayanarak iptal etti.

.

Daha sonra şirket bilirkişi raporunda yer alan bazı hususlarla ilgili eksikleri tamamladığını beyan ederek, ÇED Raporunu revize etmiş ve yeniden Bakanlığa sunmuş ve halkın katılımı süreçleri işletilmeksizin, Bakanlık doğrudan İDK toplantısı yapılacağını duyurmuş ve ardından 14 Mart 2023'te mahkemece iptal edilen AYNI projeye yeniden ÇED olumlu kararı vermişti.

.

Bilindiği üzere TEMA Vakfı tarafından Nisan 2020’de yayınlanan “Kazdağları ve Yöresi’nde Madencilik” başlıklı rapora göre Biga Yarımadası’nın yüzde 79’u "Metalik Madencilik" için "Ruhsatlandırılmış" durumda.

.

Birçok tarım alanı, su kaynakları, arkeolojik SİT alanlarının bu projeden etkileneceği çevre dernekleri tarafından raporlandı.

Ayrıca birçok köy ve yerleşim alanının da olumsuz etkileneceği de raporlandı.

.

Peki ne olacak?

Mahkeme kararları ortada.

Maden arama devam edecek.

Köylüler ve çevreciler itiraz ederek eylem yapacak.

.

Son durum ise şu;

Çanakkale Valiliği, 6 bin 831 sayılı kanun gereği görevliler haricinde ormanlara giriş yasağının hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, beklenen yağışların gerçekleşmemesi, kuraklık ve riskli meteorolojik şartların devam etmesi nedeniyle 30 Kasım 2024 tarihine kadar uzatıldığını duyurdu.

.

Ama çevreciler şöyle düşünüp sosyal medyadan paylaşıyor;

"Türkiye genelinde yangın riski taşıyan 27 ilde ormanlara giriş 01 Temmuz-15 Eylül tarihleri arasında yasaklandı.

Çanakkale valisi bu kararı 30 Kasıma kadar uzattı.

Soruyoruz ülkenin en kuzeyinde yer alan Kazdağları'nda Kasım ayında kış yağışların başladığı bölgede bu kararın alınması 30 Ekim'de kesime başlanılan Halilağa Bakır Madenine engelleme olmadan kesim yapabilsin diye mi alınmıştır?

Ormana girişlerde uygulanacak adli cezalarla doğa ve yaşam savunucularını mı durdurmak amaçlanmıştır?"

.

Milletin ağzı torba değil ki büzesin.

Herkes konuşuyor.

.

Ayrıca;

Çanakkale'de 2 yılda meydana gelen 277 orman yangınında 7 bin 43 hektarlık ormanlık alanın zaten zarar gördüğü gerçeği var...

9 bin 859 futbol sahası büyüklüğünde orman yok oldu.

 

İSLAM BU MU?

İran'da bir genç kadın, "Başörtüsünü yanlış taktığı için" güvenlik görevlileri tarafından "Fiziksel tacize uğrayınca" üniversite kampüsünde uygulanan "Katı kıyafet yönetmeliğini" protesto etmek için "Yarı çıplak soyundu…"

.

Daha sonra gözaltına alınan kadının bu görüntüsü dünyada yayılmaya başlandı ve ikon oldu.

.

Maya Angelou diyor ki: “Bir kadın, ne zaman kendi sesini duyurmak için ayağa kalksa, planlamamış bile olsa, tüm kadınlar için de ayağa kalkmış olur.”

.

Yanlış bağlanan bir başörtüsü için kadının başına gelenlere bakar mısınız?

İnsanlara kardeşlik, barış, sevgi dağıtacak olan İslam bu mu yani?

.

Kimse kusura bakmasın, bu benim dinim olamaz.

Onlar ismine başka bir şey desin…