Halk arasında keto diyet olarak da bilinen ketojenik diyet, yağ oranı yüksek, düşük miktarda protein ve çok az miktarda karbonhidrat (şeker) içeren diyet türüdür. Ketojenik diyette amaç protein ve yağdan daha fazla kalori ve karbonhidratlardan daha az kalori alınmasını sağlamaktır. Vücudun yağları keton adı verilen moleküllere parçalamasını sağlayan ketojenik diyet sayesinde ketonlar kanda dolaşır ve vücuttaki birçok hücre için ana enerji kaynağı haline gelir.
Ketojenik diyet epilepsi hastalarında nöbetleri azaltmak için kullanılan bir beslenme türüyken, vücut yağını aç kalmadan kaybetmeye yardımcı olduğu için tip 2 diyabet, alzheimer, kanser ve metabolik sendromu iyileştirmek için de kullanılmaya başlanmıştır.
Bilim insanları uzun zamandır keto diyetinin aşırı aktif bağışıklık sistemini sakinleştirebileceğinden ve multipl skleroz (MS) gibi hastalıkları olan bazı insanlara yardımcı olabileceğinden şüpheleniyordu. Şüphelerini araştırmalarla gideriyorlar.
Bilim insanları, ketojenik diyetin bağırsak ve bağırsaktaki mikropların farelerde MS semptomlarını hafifleten iki faktör üretmesine neden olduğunu ortaya koydu. Aslında yapılan araştırma ketojenik diyetin insanlarda da uygulanması halinde MS ve diğer otoimmün bozuklukların takviyelerle tedavi edilmesinin yeni bir yoluna işaret ediyor.
Keto diyeti ekmek, makarna, meyve ve şeker gibi karbonhidrat açısından zengin besinleri ciddi şekilde kısıtlarken, yağ tüketimine sınırsız izin veriyor.
Vücutta enerji kaynağı olarak karbonhidratlar olmadığında, vücut bunun yerine yağları parçalıyor ve keton adı verilen bileşikleri üretiyor. Ketonlar, hücrelere enerji sağlıyor ve ayrıca bağışıklık sistemini değiştirebiliyor.
MS'li bir fare modeli üzerinde çalışan araştırmacılar, ß-hidroksibutirat (ßHB) adı verilen belirli bir ketonu daha fazla üreten farelerin hastalığının daha az şiddetli olduğunu ortaya koydular. ßHB ayrıca bağırsak bakterisi Lactobacillus murinus'un indol laktik asit (ILA) adı verilen bir metabolit üretmesini sağlıyor. Bu durum, MS ve diğer otoimmün bozukluklarda rol oynayan bağışıklık hücrelerinin aktivasyonunu engelliyor. Dolayısıyla ketojenik diyete tabi tutulan farelerde iltihaplı hastalıklar önlenebiliyor.
Araştırma ekibi bağırsaklarında ßHB üretemeyen farelerde iltihaplanmanın daha şiddetli olduğunu gözlemledi.
ßHB'nin bağırsak mikrobiyomunu nasıl etkilediğini bulmak için araştırma ekibi, denemelerinde keto diyeti, yüksek yağlı diyet veya ßHB takviyeli yüksek yağlı diyetle beslenen üç grup farenin bağırsaklarından bakteri izole etmişler ve diyetin olumlu etkilerinin Lactobacillus cinsinin bir üyesi olan Lactobasillus murinus'tan geldiğini belirlemişler.
Hayvan deneyleri ketojenik diyetin zayıflama ve vücuttaki yağlanmanın azaltılmasında önemli rol oynadığını ortaya koyuyor. Bunun yanında MS rahatsızlığının önüne geçilmesinde oynadığı rol, yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan MS sorununu da ortadan kaldırabileceğini gösteriyor.