Arkeogenetik çalışmaların 'zaman yolculuğu' yeteneği sayesinde, dünya çapındaki insan topluluklarının geçmişteki hareketleri takip edilebiliyor. Bilgilerin birleştirilmesiyle daha güçlü ve güvenilir sonuçlar ortaya konuyor. Arkeolojik ve antropolojik veriler birleştirildiğinde, yaşam tarzında, kültürde, teknik bilgi birikiminde ve sosyal sistemlerde temel değişikliklerin sıklıkla insanların hareket ve etkileşimiyle bağlantılı olduğu ortaya çıkıyor.
Uluslararası araştırıcılardan oluşan ekip, 6000 yıllık bir zaman kesitini kapsayan daha geniş Kafkasya bölgesinden 131 kişiyi inceleyerek temas ve yenilik transferinin Batı Avrasya bozkır kuşağının ekonomik keşfini kolaylaştırdığı bir dizi önemli olayı yeniden yapılandırabildi.
Karadeniz ve Hazar Denizi arasındaki Kafkasya bölgesi Avrupa, Yakın Doğu ve Asya'yı birbirine bağlıyor. Bugün kuzeydeki bozkır bölgesinden, merkezdeki Kafkas dağlarına, güneydeki günümüz Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan ve İran yaylalarına kadar geniş bir coğrafi, ekolojik, ekonomik, kültürel çeşitlilik sergiliyor. Bu çeşitliliğin geçmişte de benzer olduğu arkeolojik çalışmalarda kendini gösteriyor.
Araştırma ekibi, dağlık yayla bölgelerinin ve Kafkasya'nın kuzeyindeki bozkırların başlıca eko-coğrafik bölgelerinin sakinleri arasında dönüşümlü bir etkileşim ve gen akışı dizisini ortaya koyuyor.
Milattan Önce 6000 yıllarında Kuzey Mezopotamya'dan erken çiftçilerin gelişiyle bölgede değişim başlıyor. Kafkas dağlarının güneyinde baskın ataları oluşturan bu Mezopotamyalı çiftçiler ile Kafkas/İran avcı-toplayıcıları arasında genetik yakınlık bulunuyor. Sonraki dönemlerde Milattan Önce 5000 ve 4000 yıllarında, Kuzey-Pontik bozkırının nehir vadilerinde Eneolitik kültürler ortaya gözleniyor. Bu kültürlerin karakteristik toprak mezar höyükleri inşa ettikleri için Kurganlara ait olduğu ifade ediliyor. Ardından aynı bölgede arkeolojide teknik ve sosyal yeniliklerin ufkunu temsil eden Maykop kültürünün daha belirgin olduğu gözleniyor. Bu dönem, Kuzey Kafkasya bölgesinde bilgi ve teknoloji transferinin zirve yaptığı bir zamandır. Genetik olarak farklı gruplarda çok benzer kültürel yapılar bulunuyor.
Arkeolojik kayıtlar, sürü yönetiminde, süt ürünlerinin elde edilmesinde, tekerleğin kullanımında, vagonlarda, hareketli mimaride ve yeni başlayan atın evcilleştirmesinde bu coğrafya öncülük ediyor. Bugünkü küresel süt ürünleri endüstrisi, Kafkaslardan orijin alıyor. Bu kompleks yapı kısa bir süre sonra tüm batı bozkır bölgesine, doğuda Moğolistan'a ve batıda Karpat Havzası'na kadar yayılmış görünüyor. İlginç bir şekilde, aynı zamanda Kafkas gruplarının güneye doğru genişlediği, Gürcistan'ın Kura-Aras kültürünü ortaya çıkardığı da araştırma sonuçları içerisinde bulunuyor.
Milattan Önce 2000’li yıllarda, bozkır ve Kafkasya toplulukları arasında farklı bir etkileşim ortaya çıkıyor. Kuraklık ve yağış düzensizlikleri meralarda ot gelişimini azaltıyor ve hayvan besleme sorunları nedeniyle göç başlıyor. Bölgede nüfus hızla azalıyor. Nüfusun bir kısmı meraları daha verimli olan yüksek yaylalara çıkıyor. Bu dönüşümün aynı zamanda günümüz Kuzey Kafkasya topluluklarının kültürel ve genetik temelini oluşturduğu sonucu ortaya çıkıyor.