BİRAZDAN ARARIM

Kadın, kocasına sürpriz yapmak için cep telefonuna yeni bir sim kart alır, telefonuna takar ve oturma odasında televizyon seyreden kocasına mutfaktan telefon eder.

Kocası telefonu açar, karısı:

-“Merhaba sevgilim!”

Kocası:

-“Tatlım ben seni birazdan ararım, karım şu anda mutfakta, her an gelebilir…”

KAMPANYA

Bir havayolları evli müşterileri için;

“Bir bilet al, eşininkini biz hediye ediyoruz” adlı özel bir kampanya düzenlemiş.

Kampanya çok başarılı olmuş.

Bir süre sonra geri dönüş almak için eşlere telefon edilip sorulmuş:

“Seyahatiniz nasıl geçti?”

Eşlerin cevabı şu soruyla olmuş:

“Ne seyahati?”

NİÇİNLER?

NİÇİN?

Temel yere bir daire çizip bu dairenin içinde horon tepmeye başlamış.

Niçin?

“Kendi çapında eğlenmek için.”

NİÇİN?

Temel sigarasını bir metre uzunluğundaki ağızlığa takıp içiyormuş.

Niçin?

“Doktoru ‘Sigaradan uzak dur’ dediği için.”

NİÇİN?

Temel her gece yatmadan önce ayaklarına böcek ilacı sıkıyormuş.

Niçin?

“Gece ayaklarında karıncalanma oluyormuş.”

NİÇİN?

Temel eşine, havlu almış.

Niçin?

“Çünkü eşinin yaş günüymüş…”

NİÇİN?

Temel her yemekten sonra cebine bir kaşık koyuyormuş.

Niçin?

Doktoru “Yemeklerden sonra bir kaşık al” demiş.

NİÇİN?

Temel, Dursun’a tehdit mektubu yazarken eldiven giymiş.

Niçin?

“El yazısı tanınmasın diye.”

NİÇİN?

Temel doktorunun muayenehanesine kocaman bir fıçı ile gitmiş.

Niçin?

Doktoru “Altı ay sonra idrarınla gel” demiş.

NİÇİN?

Temel saçını ıslatmadan şampuanlıyormuş. Niçin?

Şampuanın etiketinde “Kuru saçlar içindir” diye yazıyormuş.

NİÇİN?

Temel yeni arabasını kullanırken kahkahalarla gülüyormuş.

Niçin?

Dostları “Güle güle kullan” demişler.

NİÇİN?

Temel yeni aldığı ayakkabısını bir hafta giymemiş.

Niçin?

Satıcı “Bir hafta ayağınızı sıkabilir” demiş.

NİÇİN?

Temel ile Dursun bir gün stada gitmişler.

Bakmışlar atletler koşuyorlar.

Temel “Bunlar niçin koşuyor” diye sormuş.

Dursun: “Bir tanesi birinci gelecek, Madalya alacak.”

Temel: “Yaaa!... Peki, öbürleri niye koşuyor?”

İZİN MESELESİ

Üç arkadaş balığa çıkmışlar, aralarında konuşuyorlar;

Birincisi: “Bugün balığa çıkabilmek için karıma bir hafta içinde bütün evi boyayacağıma dair söz verdim.”

İkincisi: “Ben karıma bir hafta içinde bütün elektronik eşyaları yenileyeceğime söz verdim.”

Üçüncüsü: “Valla hiç bir söz vermedim, sabah kalkınca karıma ‘Balığa mı çıkayım, annemlere mi gideriz’ diye sordum… Cevabı ‘Üstünü sıkı giyin de üşütme’ oldu.”

BIRAK!

Trabzon‘daki bir camide hoca “Safları sıkılaştıralım ki aramıza şeytan girmesin!” deyince yaşlı Temel itiraz etmiş...

“Bırak girsin b. yiyen! O da kılsın iki rekât!”

NE OLACAK?

Genç kadın falcıya gitti...

Falcı baklaları attı, baktı baktı...

“Ne yazık ki, 50 yaşına kadar parasız ve mutsuz olacaksınız…” dedi...

“50 yaşında ne olacak?” dedi genç kadın...

Falcı baklaları yerden toplarken; “Alışacaksınız” dedi…

HANGİSİ?

Kadın, “Hayatta iki şeyi son derece güzel pişiririm doğrusu… Biri patlıcan oturtma, diğeri elmalı pasta…”

Kocası... “Hımm...” demiş adam önündeki yemeğe bakarak merakla, “Bu yediğim hangisi?” diye sormuş…

SARIŞIN

Trafik Polisi: “Hanımefendi, ehliyetiniz lütfen…”

Sarışın: “Verdiniz mi ki istiyorsunuz?”

TEST

Pratik zekâ durumunuzu ortaya çıkaran şu testi deneyin.

Dört sorumuz var:

1. Zürafa Sorusu...

“Bir zürafayı buzdolabına nasıl koyarsınız?”

Durun!

İyi düşünün ve yanıtı okumadan önce kendi cevabınızı verin.

Doğru Yanıt şöyle olacaktı:

“Dolabın kapağını açın. Zürafayı içine koyun… Kapağı kapayın.”

Bu soru, çok basit soruları içinden çıkılmaz hale getirme eğiliminde olup olmadığınızı dener.

2. Fil Sorusu...

“Bir fili buzdolabına nasıl koyarsınız?”

Yanlış cevap şöyle olur:

“Kapağı açar, fili koyar, kapağı kapatırsınız.”

Doğru cevap ise şöyle olacaktı:

“Kapağı açar, zürafayı çıkarır, fili koyar, kapağı kapatırsınız.”

Bu soru, beyninizin bir evvelki sorunla bağlantı kurma gücünü belirler.

3. Aslan Sorusu...

“Aslan Kral hayvanları konferansına çağırdı. Bütün hayvanlar katıldı. Biri hariç... Hangisi?”

Doğru yanıt...

“Fil...” olacaktı.

Çünkü Fil hala buzdolabında...

Onu oraya siz koydunuz unuttunuz mu?

Bu soru hafızanızı denemek için kondu.

İlk üç soruya doğru yanıt veremediyseniz, yeteneklerinizi gösterme konusunda hala bir şansınız var...

4. Timsah Sorusu...

“Timsahların yaşadığı bir ırmağı geçmek zorundasınız ama etrafta kayık yok. Nasıl geçersiniz?”

Doğru yanıt...

“Suya atlar yüzersiniz.”

Ama nasıl Siz okuduklarınıza hiç dikkat etmez misiniz?

Bütün hayvanlar, Aslan Kralın konferansında.

Bütün timsahlar da dahil.

Bu soru, yanlışlarınızdan hemen ders alıp almadığınızı görmek için kondu.

Yapılan araştırmalarda bu testin uygulandığı olgun insanların yüzde 99’u tüm sorulara yanlış cevap verdiler.

Anaokullarında yapılan testte ise doğru cevap sayısı inanılmazdı.

Ne yazık ki;

Araştırmayı yapan kurum, “4 yaşındaki çocukların zekâsı, olgunlarda yok” diye sonucu açıklamış…

ALZHEİMER

Bu “Unutkanlık” hastalığının ya da “Alzheimer”in erkeklerde ki ilk aşaması

“İdrarını yaptıktan sonra pantolonun fermuarını kapatmayı unutmaları.” şeklinde belli olurmuş:

İkinci aşaması ise;

“İdrardan önce pantolonun fermuarını açmayı unutmaları” ile belli olurmuş…

NEDEN?

40 yaşındaki erkek arkadaşlar, o akşam nerede yemek yiyeceklerini tartışıyorlarmış.

Sonunda Gausthof zum Lowen lokantasında buluşmaya karar vermişler.

Nedeni; Helga adlı garsonun mini etek giymesi ve bacaklarının çok güzel olmasıymış.

10 yıl sonra, 50 yaşına geldiklerinde aynı konuyu tartışmışlar ve Gausthof zum Lowen lokantasında buluşmaya karar vermişler.

Nedeni; Lokantanın yemeklerinin güzel ve zengin bir şarap kavına sahip olmasıymış.

10 yıl sonra, 60 yaşına geldiklerinde aynı konuyu tartışmışlar ve Gausthof zum Lowen lokantasında buluşmaya karar vermişler.

Nedeni; Lokantanın sessiz ve sakin olmasıymış.

10 yıl sonra, 70 yaşına geldiklerinde aynı konuyu tartışmışlar ve Gausthof zum Lowen lokantasında buluşmaya karar vermişler.

Nedeni; Lokantanın tekerlekli sandalyeler için uygun olması ve asansörünün bulunmasıymış.

Bir 10 yıl daha geçmiş, 80 yaşına gelmiş ve tekrar buluşup yemek yemeye karar verdiklerinde yine Gausthof zum Lowen lokantasında buluşmaya karar vermişler.

Bu kez nedeni; Lokantaya daha önce hiç gitmedikleri ve yeni bir mekân tanıma arzularıymış.

BİLGELİK ÖNEMLİ

Eski ve küçük bir kasabada haham ölmüş.

Karısı bu durumdan dolayı çok dertliymiş.

Kasaba halkı tekrar evlenmesi gerektiğine karar vermiş fakat küçücük kasabada onunla evlenebilecek tek bekâr adam da kasabanın kasabıymış.

Zavallı dul kadın biraz hayal kırıklığına uğramış. Çünkü kasap âlim bir adam değilmiş ve herhangi bir okulu da bitirmemişti.

Kadın tek başına kaldığından, mecburi olarak kabul etmiş ve evlenmişler.

Evlendikten sonra Cuma günü kadın Batağa (Mikvah- dinsel Yahudi banyosu) gidip yıkanmış.

Eve dönmüş ve mumları yakmaya hazırlandığı sırada kasap ona doğru eğilerek: “Annem Hana bana, ‘Bataktan sonra ve mumları yakmadan önce birlikte olmak iyidir’ derdi.”

Kadın itiraz edecek değilmiş ve kabul etmiş, bunun üzerine birlikte olmuşlar.

Daha sonra kadın mumları yakmış yakmasına ama kasap tekrar ona doğru eğilip; “Babam Şamuel bana, ‘Mumları yaktıktan sonra birliktelik iyidir’ derdi.” Demiş.

İtiraz gelmeyince tekrar birlikte olmuşlar.

Dualarını ettikten sonra yatağa gitmişler.

Uyandıkları zaman kasap: “Büyükannem Rivka, Sinagoga gitmeden evvel birliktelik iyidir” derdi.” Deyince yine beraber olmuşlar.

Bütün sabah boyunca dua ettikten sonra dinlenmek için eve gelmişler.

Kasap rahat durmamış tabi, kadının kulağına: “Büyükbabam Moşe ‘Duadan sonra birliktelik iyidir’ derdi” diye fısıldamış.

Yine aynı durum yaşanmış.

Pazar günü alış verişe giden kadın bir arkadaşı ile karşılaşmış.

Arkadaşı “Yeni kocan nasıl?” diye sorunca kadın sırıtarak cevaplamış: “Pek alim bir adam değil, fakat çok geniş ve bilge bir ailesi olduğu kesin!”

LAF

“Bütün erkekler aynıdır” lafı bir Çinli kadın tarafından kalabalıkta kocasını kaybedip, etrafta onu aradıktan sonra söylenmiştir.

İRONİ NEDİR?

Avukat; Başınızın derde girmesini bekler,

Doktor; Hastalanmanızı bekler,

Dişçi: Dişinizin dayanılmaz derecede ağrıması için dua eder,

Polis; Arabanızı hatalı sürmenizi bekler…

Bütün bu kötü niyetli? insanlar arasında bir kişi sizin gece huzur içinde yatıp sabaha kadar deliksiz bir uyku uyumanızı ümit eder.

Kim mi?

Evinizi soymaya hazırlanan Hırsız tabi ki…

KONUŞUR MUSUNUZ?

Adama sormuşlar;

“Sevişirken karınızla konuşur musunuz?”

Adam gülerek cevaplamış:

“Tabii… Ararsa neden olmasın?”

ESKİ TOPRAK

Altmış beş yaşını çoktan geçmiş bir hanımefendi bankaya gitmiş.

Fişini almış, sırası gelince vezneye gitmiş.

“Hesabımdan 5 bin lira çekmek istiyorum.” demiş.

Veznedeki genç memur itiraz etmiş:

“Hanımefendi 25 bin liranın altında para çekecekseniz, ATM’den çekeceksiniz. Kuralımız böyle.”

Kadın bir düşünmüş:

“O zaman hesabımdaki tüm parayı çekmek istiyorum.” demiş.

Veznedar bir oflamış, bilgisayara kadının müşteri numarasını girmiş, ekrana bakınca gözleri fal taşı gibi açılmış:

“Hanımefendi, hesabınızda 10 milyon lira var. Bu kadar bir meblağı ödeyemeyiz ki, önceden haber vermeniz gerek. Bu kadar paramız yok. Talebinizi alayım, yarın size bu parayı ödeyelim.”

Kadın sormuş: “Peki en çok ne kadar ödeyebilirsiniz? Ne kadar paranız var?”

Genç veznedar kasasına bakmış, yanındaki veznelerde ne kadar para olduğunu sormuş:

“Şu anda en fazla 200 bin lira ödeyebilirim hanımefendi.” demiş.

 Kadın gülümsemiş:

“Tamam o zaman hesabımdan 200 bin lira çekmek istiyorum.”

Veznedar kasasından paraları çıkartmış, yandaki kasalardan da borç alarak 200 bin lirayı toparlamış, hepsini saymış, kadına imza attırmış ve kadına vermiş.

Kadın hiçbir reaksiyonda bulunmayınca veznedar:

“Tamam değil mi hanımefendi… Buyrun paranızı…”

Kadın:

“Tamam değil, şimdi hesabıma 195 bin lira yatırmak istiyorum.”

Veznedar kıpkırmızı olmuş, ama 200 bin lira içinden bir 5 bin lira ayırıp kadına vermiş.

Kadın 5 bin lirasını alıp bankadan ayrılmış.

KAPLAN

Kadın, kılı kırk yararcasına inceledikten, çekişe çekişe pazarlık ettikten sonra kaplan kürkü mantoyu almaya karar verdi.

Yine de, parayı öderken sormadan edemedi:

-“Yağmurda da giyilebilir, değil mi?”

Satıcı ilginç bir güvence verdi:

-“Aman hanımefendi, şimdiye kadar hiçbir kaplanın yağmur altında şemsiye ile dolaştığı görülmemiştir!”

SU

Müşteri, pastanede kahvaltı yapıyordu, garsona.

“Bu süt çok sulu!” diye çıkıştı.

“Haklısınız”, diye cevap verdi garson. “Biliyorsunuz son günlerde havalar çok sıcak. İnekler çok su içmiş olmalılar...”