Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış diye çok güzel bir atasözü var. Son günlerde bu atasözü her yerde ortaya çıkıyor.

Malum harp okulları mezuniyet töreninde teğmenlerin tören bitiminde ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’ şeklinde töreni taçlandırmaları, Atatürk’ten rahatsız olanları çileden çıkarttı. O kadar çileden çıktılar ki, teğmenleri disiplinsizlikle suçladılar ve 15 Temmuz terörist kalkışmasını örnek gösterdiler. Vah memleketim vah. Terörist kalkışmayı gerçekleştirenlerin hepsi, bugün şikâyet edenler tarafından atanmıştı oysa.

Eğer insanlar sırf siyasi görüşleri veya çıkarları doğrultusunda gerçekleri görmezden gelebiliyorlarsa gelecekleri karanlık demektir. Muhakemesi bitmiş, gördüğünü, okuduğunu anlamaz hale gelmişse tükeniyor demektir. Milletin muhakemesini geliştirmesi, sağlıklı düşünmesi, olaylara menfaat penceresinden bakmaması gerekiyor artık. Çok uzağa gitmeye gerek yok.

Türkiye’de Türkçe Olimpiyatları diye bir organizasyon vardı. Halen iktidarda olan siyasi parti iktidar olduktan bir yıl sonra başladı ve 2014 yılına kadar devam etti. Bu organizasyonların tamamı feto terör örgütü tarafından gerçekleştirildi ve iktidar tam destek verdi.

Bu organizasyonlarda ne olur dön, çok özledik şeklinde ağlayan, boğazı tıkanan iktidar mensupları, Cumhurbaşkanı başta olmak üzere hepsi iktidar partisinde siyaset yapıyor. Şimdi nasıl oluyor da Mustafa Kemal’in Askerleriyiz diyen Teğmenleri disiplinsizlikle, terörist kalkışma tehlikesiyle suçlayabiliyorlar. Ya ikiyüzlülük var ya da hedefler paralel. Zaten paralellikle de adlandırılmıştı bu terör örgütü.

Ergenekon ve balyoz davaları başta olmak üzere devletin ordu mensuplarına ve bazı vatanseverlere düzenlenen operasyonların tamamında malum terör örgütü başrolü oynadı. Bu davanın başsavcısıyım diyenler vardı. Kendini başsavcı gösterenlerin atadığı savcıların hepsi fetocu çıktı. Atanan fetocuysa atayan neciydi?

Zamanın başbakanı ve bazı bakanlar görevlerinden ayrılmak zorunda bırakıldılar. Görevde oldukları dönemde işe aldıkları, memur yaptıkları, müsteşar, genel müdür yaptıkları, üst düzey yönetici atadıkları bütün personel fetocu çıktı ve kamu görevinden azledildi. Bakanlar halen mensubu oldukları iktidar partisinde siyasete devam ediyorlar.

Cumhurbaşkanı teğmenleri epey sert eleştirdi. Bugüne kadar iktidar partisi mensubu olan veya yandaş olduğunu her platformda dile getirenlerin önemli bir kısmı Atatürk’e değişik platformlarda hakaret ediyorlar. Aşağılayıcı ifadeler kullanıyorlar. Bu ifadelerde bulunanları eleştiren tek bir kelimesi olmamıştır daha. Atadığı diyanet işleri başkanı göreve geldiğinden bu yana tek bir hutbede Atatürk ve silah arkadaşlarını zikrettirmemiştir. Tek bir iktidar mensubu bu zatı eleştirmemiştir. Akademik hayatı Hristiyanlık araştırmalarından ibaret olan bu zatın çakma tarihçiyi cumhurbaşkanıyla birlikte ziyareti düşünce yapısını alenen ortaya koymaktadır zaten.

Milli şura toplantılarında 15 Temmuz terörist kalkışmasının baş aktörünün emekliye sevk edilmesi yerine Yüksek Askerî Şûra üyesi yapan da zamanın Başbakanı, günümüzün Cumhurbaşkanıdır. Mustafa Kemal’in Askerleriyiz diyen teğmenleri disiplinsizlikle suçlayan da Cumhurbaşkanı. Allah milletimize muhakeme gücü versin.