Malum soğuk günlerde, zemheri günlerindeyiz. Geçen yıl neredeyse kış olmamıştı ama bugünlerde kar yağmasa da havalar donduruyor. Hava soğuyunca insanımızın aklına sıcak içecekler geliyor. Bunlardan biri de salep. Hem de şifa niyetine de içilir.

Salep Arapça kökenli bir kelime olup, yumrularının benzerliğinden dolayı tilki yumurtalığı anlamına gelmektedir. Ülkemizde on farklı cinse mensup seksen civarında orkide türü bulunmaktadır. Bunların hepsi salep yapımında kullanılmamaktadır

Dünya üzerinde çöller dışında deniz seviyesinden 5 000 metre rakıma kadar orkide türlerine rastlanmaktadır. Türkiye de salep türlerinin rastlandığı alanlar, ormanlık, makilik, çayırlık, zeytinlik ve tarım alanlarıdır. Ağırlıklı olarak koyu gölge olmayan, orman ve maki içi açıklıklarda yaygın olarak görülmektedir. Gölgeyi tercih eden bir bitkidir. Salep orkidelerinin en yaygın bulunduğu bölgeler; Kastamonu, Sinop, Muğla, Antalya, Silifke, Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Elazığ, Van, Muş ve Bitlis yöreleri olup, Türkiye salep tedarikinin yarıdan fazlası Ege bölgesinden gerçekleştirilmektedir.

Salep uzun bir çimlenme ve gelişme periyoduna sahiptir. Çimlenen tohumlardan yumru ve yaprakların oluşması iki ile dört yıl gibi uzun zaman almaktadır. Yayılış gösterdiği bölgelerde orkide kümelerine rastlanması tohumla çoğaldığının bir kanıtıdır. Tohumdan çoğalması zaman aldığı gibi yüz tohumdan ancak beş bitki meydana gelmektedir. Bu kadar yavaş çimlenen ve gelişen orkide bitkilerinin ergin hale gelmesi 16 yılı bulabilmektedir. Yumrulardan ise her yıl bir adet yeni yumru meydana gelmekte, yaşlı yumru kaybolmaktadır. Bu nedenle doğal koşullarda varlığını sürdürmesi son derece zordur. Doğal yayılış alanlarında nemli gölge yerlerde çürükçül organizmalar da fazla olduğundan, tohumdan yeni bir bitki meydana gelmesi ve bitkinin kendini doğada sürdürmesi mucizevî bir yetenektir.

Salep ürünü veren orkide türlerinin kendini sürdürmesi ve varlığını devam ettirmesi zor olmasının yanında, doğadan gelişigüzel toplanması, hızla tükenmesine neden olmaktadır. Kanuni düzenlemelerle ihracatı yasaklanmış, doğal olarak yetiştiği alanlarda toplanmasına tam uygulanmamakla birlikte kısıtlama getirilmiştir.

Yaklaşık olarak 1 kg kuru yumru elde etmek için doğadan sökülmesi gereken yumru sayısı dört bin adedi bulmaktadır. Ülke içinde yıllık salep tüketimi için kullanılan yumru miktarının kırk tonlara yaklaştığı hesap edilirse, bunun için de yaklaşık 150 milyon bitkinin sökülmesi düşünüldüğünde, orkidelerin doğada çok hızlı bir şekilde tükendiğini tahmin etmek zor değildir. Orkide doğada azaldıkça, piyasa fiyatları artmakta, toplayıcılar için fiyat daha cazip hale gelmektedir.

Salep herkesin bildiği gibi genellikle dondurma, yoğurt, bazı içecek karışımlarında kullanılmaktadır. Bazı tıp, kozmetik ve eczacılık alanlarında da kullanımı vardır. Salebin kullanımıyla ilgili oldukça eski deneyimler bulunmaktadır. Osmanlı padişahları için saray doktorlarının tıbbi reçetelerinde salep kullandıklarına dair 12. ve 13. Yüzyıllara ait belgeler vardır. Padişahlar aynı zamanda salebi afrodizyak etkileri olduğu için de bol miktarda kullanmışlardır. Salebin bağışıklık sistemini güçlendirdiği, öksürüğe ve soğuk algınlığına iyi geldiği eskiden beri bilinmektedir.